Page 16 - Türk Dili ve Edebiyatı 12 | Çalışma Defteri-7
P. 16

Açık Uçlu Sorular-I



         Aşağıdaki metni okuyunuz ve soruları bu metne göre cevaplayınız.





                                                   PEMBE EVİN KADERİ
          (…)
          BÜYÜKANNE — Sen de beni hiç konuşturmuyorsun Hulusi Bey. Koca gün konuşamamaktan içime fenalık geliyor. Söyle
          bakalım bu saate kadar neredeydin?
          BÜYÜKBABA — Canım efendim, farenin seferi peynir tulumuna kadar. Camiden çıkınca içime bir hafiflik geldi, şuradan
          bir sahile ineyim dedim. Deryayı özlemişim Nazlı. Kolay mı, otuz altı yıl hizmetten sonra çürük salapuryaya dönmek.
          BÜYÜKANNE — Haklısın ama ne yapalım, kader. Sekiz yıldır...
          BÜYÜKBABA — Evet, sekiz yıl bir ay, yirmi dokuz gündür evde patates ayıklıyorum, çiçek yetiştiriyorum, eski takunya-
          dan yelkenli oyuyorum. Yarın otuz, öbür gün sekiz yıl iki ay… Nereden açtın şimdi bu hesabı Nazlı?
          BÜYÜKANNE — Sen dedin.
          BÜYÜKBABA — Ne demişim?
          BÜYÜKANNE — Yok, deryayı özlemişin...
          BÜYÜKBABA — Özlerim ya. Derya üstünde insana bir çalım gelir. Hele gece oldu mu koca derya başlar konuşmaya. Sen
          nereden bileceksin?
          BÜYÜKANNE —Ne yapayım, bir kere olsun karıcığını hatırlayıp da...
          BÜYÜKBABA — Delirdin mi sen? Hüdaverdi istimbotuna kadın ayağı mı bastıracaktım? Daha Kız Kulesi’ne varmadan
          cumburlop, tamam…
          (...)
          BÜYÜKBABA — Bilgisiz yaşlı herifin biriyim işte. Üstelik karaya vurmuş enkazdan farkım yok! Düşün ki sekiz yıl, iki ay,
          bir gündür evdeyim. Yarın sekiz yıl, iki ay, iki gün... Öbür gün... Neyse, biz eskiden anılara çok saygı gösterirdik. Şimdiki
          gençler futbolcu. Falan efendiyle artist feşmekân hanımın resmine, paşa babanın, kâtip dayının resminden daha çok
          önem veriyorlar. Bak, şurada, bilirsin eskiden pederin resmi asılıydı. Nasıldı ama? Palabıyık, rıhtım babası gibi oturaklı
          bir adamdı!
          HAMPARSUN — Bilmez miyim?
          BÜYÜKBABA — Rahmet olsun canına, o resmi de sırf bıyıkları için çektirmişti. O canım fotoğrafı bir gün merasimle
          indirip yerine bu dağ bayır resmini astılar. Gık bile diyemedim yahu…
          HAMPARSUN — Canın sağ olsun kaptan beyim!
          BÜYÜKBABA — Ona buna da içimi dökmesem göbeğimden çat diye çatlayacağım birader. Neyse... Sen duymamış ol!
          HAMPARSUN — Suspus olmuşumdur.
          BÜYÜKBABA — Şöyle ailecek bir fotoğraf çektirelim diyordum kaç zamandır. Gülerler diye söyleyemedimdi. Bugün
          tepem attı, kararım karar.
          HAMPARSUN — Karar zoo…
          BÜYÜKBABA — Şöyle evlatlarımın arasında, ortasında, ha?
          HAMPARSUN — Tastamam göbeklerinde.
          BÜYÜKBABA — Bu ne demek, biliyor musun Hamparsun Efendi?
          HAMPARSUN —He, manası çok parıldaktır. Çoluk çocuk, cümbür cemaat. Şöylem boy sırası yahut el ele, istorsan ikişer
          ikişer yahut göz be göz bakışırken… Fevkalade olacak kaptan beyim!
          (…)
          (Hamparsun ayaklı fotoğraf makinesi vb. ile görünür.)
          HAMPARSUN — İçeri girmeye izin vardır?
          BÜYÜKBABA — Gel Hamparsun Efendi, gel.
          HAMPARSUN — Şu elektrik dalaveresi nerdedir? Projoktoru yakalım.
          BÜYÜKBABA — Dur, göstereyim, şurada.
          BURHAN — Ne oluyoruz büyükbaba?
          BÜYÜKBABA — Eğer... Şey... Uygun görürseniz diyordum... Şöyle hep birlikte bir fotoğraf çektirelim... Bayram hatırası
          olur. Bizim de belki son hatıramız.
          SENİHA — (Kısık) Bir bu eksikti.





                                               ORTAÖĞRETİM  16 TDE-12
                                           GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
   11   12   13   14   15   16   17   18   19   20   21