Page 36 - Coğrafya 12 | 3.Ünite
P. 36
2 5 Enerji Güzergâhları ve Etkileri
Sanayileşen dünyada enerji kaynaklarına sahip olmak şüphesiz ekonomik güce de sahip olmak demektir. I. Dün-
ya Savaşı’ndan bu yana dünya üzerindeki pek çok kriz, sanayileşen ülkelerin enerji kaynaklarına sahip olmak
istemesi ve enerji kaynaklarının taşındığı nakil hatlarının güvenliğinin tehdidiyle ilgili olarak ortaya çıkmıştır.
Fosil yakıtların (petrol, kömür, doğal gaz) ticari değer kazanmasıyla bu yakıtları işleyebilen ülkelerin sahip ol-
duğu avantajları bir dış politika aracı olarak kullanmaları bazı durumlarda dışa bağımlı ülkelerin egemenliklerini
tehdit edecek noktaya getirebilir. Enerji kaynaklarına sahip ülkeler ve bu kaynakları işleyen ülkeler küresel öl-
çekte jeostratejik açıdan önem kazanmaktadır.
Petrol ve doğal gazın bölgesel önem arz eden diğer bir konusu da bu kaynakların üretim alanlarından pazara
taşınmasıdır. Dünyada petrol ve doğal gaz çoğunlukla tankerler ve boru hatları yoluyla taşınmaktadır. Bu iki
taşıma sisteminin tercih edilmesinde üretici ve tüketici ülkelerin coğrafi konumları, birbirlerine uzaklıkları ve
ekonomik durumları etkili olsa da dünya üzerinde daha çok tankerler ve deniz yolu ile taşıma tercih edilir. Bu
durumun oluşmasında üretim sahalarının ve rafinerinin bulunduğu bölgelerin büyük oranda denize kıyısının bu-
lunması ve bu taşıma şeklinin daha ekonomik olmasının etkisi büyüktür. Bununla birlikte petrolün deniz yoluyla
taşınmasında zaman zaman kazalar meydana gelmekte ve bu durum önemli çevre sorunlarına yol açmaktadır.
Doğal gazın ise sıvılaştırılarak taşındığı sistemler vardır. Ancak bu sistemlerde doğal gazın hem çıkarıldığı anda
sıvılaştırılması hem de taşındığı alanda tekrar gaz hâline dönüştürülmesi gerekir. Bu durum maliyeti artırdığın-
dan doğal gazın boru hatları ile taşınması daha çok tercih edilir.
2 5 1 Petrol ve Doğal Gazın Deniz Yoluyla Taşınması
Dünya petrollerinin taşınması için kullanılan güzergâhlar stratejik ve ekonomik bir öneme sahiptir. Bu güzergâh-
lar, taşımanın en yoğun olduğu yerden yoğunluğun daha az yere doğru; Hürmüz Boğazı, Malaka Boğazı, Suveyş
Kanalı, Bab-ül Mendeb Boğazı, İstanbul ve Çanakkale boğazları ile Panama Kanalı’dır (Harita 2.3, Görsel 2.9).
Hürmüz Boğazı
Basra Körfezi ile Hint Okyanusu’nu birbirine bağlayan Hürmüz Boğazı, Körfez ülkelerinin petrollerinin dünya
pazarlarına taşındığı çok önemli bir boğazdır. 2016 verilerine göre günde yaklaşık 19 milyon varillik petrolün
geçişi Hürmüz Boğazı sayesinde gerçekleşir. Bu boğazdan geçen petroller ABD, Japonya, AB ülkeleri, Çin ve
diğer Asya-Pasifik ülkelerine ulaşır. Hürmüz Boğazı stratejik konumu ve ekonomik öneminden dolayı başta
İran-Irak Savaşı olmak üzere ülkeler arası pek çok çatışmaya sahne olmuştur.
Malakka Boğazı
Hindistan, Endonezya ve Çin’i deniz yoluyla birbirine bağlayan boğazdan 2016 yılında günde ortalama 16 mil-
yon varil petrol Japonya, Çin ve diğer Asya Pasifik ülkelerine ulaşmıştır. Malaka Boğazı’nda enerji trafiğini
etkileyecek boyutta çatışmalar olmasa da bu hatta yaşanan tanker kazalarının verdiği ekolojik zararlar büyük
bir sorun teşkil eder. Ayrıca boğazdan geçen gemilerin sık sık deniz korsanlarının saldırısına uğraması deniz
trafiğini aksatır.
Süveyş Kanalı
Akdeniz ile Kızıldeniz’i birbirine bağlayan kanalda 2016 verilerine göre günlük ortalama 5,5 milyon varil petrol
taşınmaktadır. Suudi Arabistan, Körfez ülkeleri ve Asya Kıtası çıkışlı petroller bu kanal vasıtasıyla Amerika ve
Avrupa’ya ulaşır. Geçmişte 1956-1957 Kanal Krizi ve Altı Gün Savaşı gibi siyasi çatışmaların odağı olan kanal,
Orta Doğu ve Mısır’daki politik sorunlara sahne olmaktadır.
182