Page 126 - Coğrafya
P. 126
JEOPOLİTİK KONUM
1 1 Kıtaların ve Okyanusların Önemindeki Değişimler
Tarih boyunca kıtaların, okyanusların ve denizlerin jeopolitik değeri coğrafi gelişmelere bağlı olarak değişik-
lik göstermiştir. Geçmişten günümüze kıta ve okyanusların konumsal öneminin değişmesinde; siyasi gelişme-
ler, coğrafi keşifler, doğal kaynaklar, teknolojik yenilikler ve ulaşım alanındaki gelişmeler etkili olmuştur. Bu
faktörler arasında jeopolitik konum üzerinde belirleyici olan unsurun çoğunlukla ekonomik faaliyetler olduğu
görülür. Bir yerdeki stratejik doğal kaynaklar ve ticaret olanakları o yerin jeopolitik önemini artırmıştır. Doğal
kaynakların ve ulaşım yollarının hakimiyet altına alınmak istenmesi bir yeri siyasi olarak da değerli hâle ge-
tirmiştir. Dünya tarihindeki savaşların ve sıcak çatışmaların çoğu stratejik konumdaki yerlerle ilgilidir.
Dünya tarihinde kıta ve okyanusların önemindeki değişim örnekleri şunlardır:
Asya ve Avrupa Arasındaki Bağ: İpek ve Baharat Yolları
Orta Çağ’ın sonlarına kadar ipek ve baharat gibi ticari ürünlerin üretildiği Asya Kıtası ile bu ürünlerin pazar-
landığı Avrupa Kıtası, bu iki kıtayı birbirine bağlayan ulaşım güzergâhında yer alan Hint Okyanusu ve Akde-
niz ticaret için oldukça önemliydi. Orta Çağ Avrupası’nda soyluluk göstergelerinden biri ipekli kumaşlardan
dikilmiş kıyafetler giymekti ancak bu kumaşlar Avrupa’da üretilmiyordu. İpekli kumaşlar, kâğıt, porselen
ve değerli taşlar Çin’de üretilerek İpek Yolu üzerinden Avrupa pazarlarına taşınıyordu.
Yine Hindistan’da üretilen karabiber, zencefil, tarçın, muskat gibi çeşitli baharatların yanı sıra altın, gümüş
gibi değerli madenler ve mücevherler Avrupa’da çok talep gören ürünlerdi. Bu ürünlerin üretildiği bölge-
lerden Avrupa’ya ulaştırılması çeşitli ulaşım yollarının oluşmasına neden olmuştur. Asya Kıtası’ndan yola
çıkan bu ürünler; Hint Okyanusu üzerinden deniz yoluyla önce Mısır’a ve Anadolu’ya, Akdeniz limanları
güzergâhından da Avrupa’ya ulaşmıştır. Önemli ticari ürünlerin taşındığı İpek ve Baharat Yolu güzergâh-
ları, Orta Çağ boyunca konumları sayesinde ön plana çıkan bölgeler olmuştur. Güvenliği önemli hâle gelen
bu yollara hâkim olan devletler de siyasi ve ekonomik olarak gelişme göstermiştir.
Yeni Kıtalar ve Yeni Yollar: Coğrafi Keşifler
Orta Çağ boyunca ticaretin önemli bir unsuru olan İpek Yolu güzergâhının büyük bölümü karalar üze-
rindeyken Baharat Yolu çoğunlukla denizler üzerindeydi. Bu yollar, uzunca bir süre Arap ve Cenevizli
tüccarların hâkimiyetinde kalmış, 14.yüzyılın sonlarına doğru ise büyük bölümü Osmanlı Devleti’nin hâ-
kimiyetine geçmişti. Asya’daki ipekli kumaşlar, baharat ve diğer değerli ürünler Avrupa’ya ulaştırılırken
birçok defa el değiştiriyor ve güzergâh üzerindeki ülkelerin vergi talep ettiği bu ürünler Avrupa’ya pahalıya
mal oluyordu.
Batı Avrupalı denizciler, özellikle deniz üzerinden ülkelerine ulaşan baharat ve altın gibi değerli madenlere
ulaşabilecekleri yeni yollar bulmak umuduyla denize açıldılar. İspanyollar Atlas Okyanusu’nu geçerek,
Portekizliler ise Afrika Kıtası’nı dolaşarak hedeflerine ulaşmayı istediler. Portekizli denizcilerin yolculuğa
çok önce çıkmalarına rağmen İspanya adına sefere çıkan Kristof Kolomb’un, 1492 yılında Atlas Okyanu-
su’nu geçerek ulaştığı adaları Hint adaları olarak dünyaya duyurması Coğrafi Keşiflerin başlangıcı kabul
edilir.
125