Page 65 - Coğrafya
P. 65

10        Coğrafya







                  Doğum ve ölüm oranları, nüfus sayımlarıyla elde edilebilen bir başka nüfus özelliğidir. Dünya genelinde bir
               yıl içinde meydana gelen doğum sayısının toplam nüfusa oranına doğum oranı denir. Benzer şekilde bir yıl içinde
               meydana gelen ölüm sayısının toplam nüfusa oranına da ölüm oranı denir. Gelişmiş ülkelerde doğum ve ölüm
               oranları azken gelişmemiş ülkelerde bu iki oranın da yüksek olduğu dikkat çekmektedir. 2015 yılı itibarıyla dünya
               doğum oranlarına ait ortalama ‰19,6, ölüm oranlarına ait ortalama ise ‰7,7 olarak tespit edilmiştir. Dolayısıyla
               dünya genelinde doğumlar ölümlerden fazla olduğu için dünya nüfusu artmaktadır.
                  Nüfus artış oranı, doğum ve ölüm oranları arasındaki farkı ifade eder. Doğum oranlarının ölüm oranlarından
               fazla olması nüfusun artmasına, az olması da nüfusun azalmasına neden olmaktadır. Doğumların ölümlerden
               fazla olması sonucu meydana gelen nüfus artışına doğal nüfus artışı denir. Doğal nüfus artışına ek olarak göçlerin
               etkisiyle meydana gelen nüfus artışına da gerçek nüfus artışı denir.
                  Bir ülkedeki nüfus artış hızının olumlu ve olumsuz sonuçları olabilmektedir. Örneğin nüfus artış hızının yüksek
               olduğu bir ülke olan Somali’de beslenme, sağlık, barınma ve eğitim gibi hizmetlere duyulan ihtiyaç daha fazladır.
               Bu durum, devletin demografik yatırımlara ağırlık vermesini zorunlu kılmaktadır. Hızla artan nüfus, işsizliğin yük-
               selmesine bu da insanların göç etmesine neden olabilir. Ayrıca ülkede kişi başına düşen millî gelir azalırken doğal
               kaynaklar da hızla tükenmeye başlar .
                  Bunların yanı sıra Somali’de nüfus artış hızının fazla olması, bazı olumlu sonuçları da beraberinde getirir. Ör-
               neğin iş gücünün fazla olduğu ülkede işverenler çok düşük ücretlere işçi çalıştırabilmektedir. Temel ihtiyaçlara
               gereksinim fazla olduğundan mal ve hizmetlere olan talep de artar. Bu talebi karşılayabilmek için üretimde artış
               gözlenir. Genç ve dinamik nüfusun fazla olması ülkenin savunma gücüne de katkı sağlar.Somali’ye göre nüfus artış
               hızının oldukça düşük olduğu Almanya’da da bu durumun oluş turduğu bazı olumlu ve olumsuz sonuçlar söz ko-
               nusudur. Örneğin nüfus artış hızının az olmasından dolayı eğitim, sağlık ve ulaşım gibi hizmetler daha kalitelidir. Bu
               bağlamda anne ve bebek ölüm oranlarının oldukça düşük olduğu ülkede nüfusun temel ihtiyaçları karşılandığı için
               daha çok sanayi yatırımlarına ağırlık verilmiştir. Nüfus artış hızının düşük olması Almanya için bazı olumsuzlukları
               da beraberinde getirmektedir. Bu açıdan bakıldığında ülkede yaşlı nüfus oranı fazla, genç nüfus oranı ise azdır .
               Yaşlı ve emekli nüfus oranının fazlalığı ekonomi üzerinde baskı oluşturmaktadır. Çalışma çağındaki nüfusun azal-
               ması, gelecekte iş gücü yetersizliğine; bu da ülkenin dışarıdan göç almasına neden olur. Nitekim Almanya, 1950’li
               yıllardan itibaren dünyanın farklı ülkelerinden işçi göçü talebinde bulunmuştur.
                  Gelişmiş ülkelerde doğal nüfus artışının az olması, zamanla aktif nüfus miktarının da azalmasına neden ol ur.
               Bu açıdan aktif nüfusa olan ihtiyaç başka ülkelerden göç yoluyla giderilmeye çalışılmaktadır. Göç yoluyla gelen
               insan lar, zamanla bu tür gelişmiş ülkelerin vatandaşlığına geçerek gerçek nüfus artışında etkili olur. Gelişmemiş
               ülkelerde ise doğal nüfus artışı fazla olduğundan aktif nüfusun büyük bir kısmı işsizdir. Dolayısıyla bu işsiz nüfus
               iş bulmak amacıyla baş ka ülkelere göç etmektedir. Bu durum, gelişmemiş ülkelerin gerçek nüfus artış hızlarının
               doğal nüfus artış hızlarından düşük olmasına neden olmaktadır.
                  Şehir ve kır nüfusu, bir ülkenin gelişmişlik seviyesi ile doğrudan ilişkilidir. Gelişmiş ülkelerde nüfusun çoğun-
               luğu şehirlerde, az gelişmiş ülkelerde ise kırsal kesimlerde yaşamaktadır. Böyle bir durumun yaşanmasına sa-
               nayileşme ve hizmet koşullarının yoğun olduğu şehirlere kırsaldan gelen göç dalgası neden olmuştur. Tarımsal
               faaliyetlerin ön planda olduğu az gelişmiş ülkelerde kırsal nüfus şehir nüfusuna göre daha fazladır. Günümüzde
               dünya nüfusunun yaklaşık %54’ü şehirlerde, %46’sı da kırsalda yaşamaktadır. Gelişmiş bir ülke olan İsveç’te şehir
               nüfusuna ait oran %86’lara ulaşmışken az gelişmiş bir ülke olan Çad’da ise bu oran %23’ler civarındadır .
                  Bir ülkeye ait nüfus miktarı ve nüfus artışıyla nüfusun yapısı ve demog rafik özellikleri, ekonomik yönden kal-
               kınmayı etkileyen en önemli faktörler arasında yer alır. Bundan dolayı yapılacak yatırımlarla nüfus artışı arasında
               denge sağlanmalıdır. Kalkınma hızına uy gun olan nüfus artışıyla ülkenin mevcut iş gücü ihtiyacı karşılanabilmek-
               tedir . Belirli bir düzeyde ilerleyen nüfus artışı ile nüfus gençleşeceği için ülke nüfusu sürekli kendini yenilemiş
               olacaktır. Ayrıca genç nüfus, dünyada meydana gelen değişime ve yeniliklere açık olduğundan üretime daha fazla
               katkı sağlar.


          64
   60   61   62   63   64   65   66   67   68   69   70