Page 21 - Türk Dili ve Edebiyatı
P. 21

TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI                                           9




                  Anlatım Teknikleri

                  Anlatma (Tahkiye Etme): Anlatma tekniğinde okuyucu ile eser arasına anlatıcı girer. Okuyucu
               hemen her şeyi anlatıcı kanalıyla görür ve öğrenir. Okuyucunun dikkati anlatıcı üzerinde yoğunlaşır.
               Anlatma; kişi tanıtımı, olay anlatımı, geriye dönüş, iç çözümleme veya özetleme şeklinde olabilir.

                  Kişi Tanıtımı: Metindeki kişilerle ilgili okuyucuya tanıtıcı bilgiler verilir. Anlatıcı, metindeki kişileri
               ayırt edici yönleriyle tanıtır.
                  Hele bir tanesi vardı, bir tanesi. Çocukları bu işe seferber eden de oydu. Ökseleri cumartesi gecesinden
               hazırlayan da... Konstantin isminde bir herifti. Galata’da bir yazıhanesi vardı. Zahire tüccarıydı. Kalın, tüy-
               lü bilekleri, geniş göğsü, delikleri kapanıp açılan üstü kara kara benekli bir burnu, deriyi yırtmış da fırlamış
               gibi saçları, kısa kısa bir yürümesi, kalın kalın bir gülmesi...

                  Olay Anlatımı: Metindeki olaylar, bir anlatıcı tarafından anlatılır.
                  Haftada iki gece dostlara danslı çay veriliyor, en aşağı iki üç gece de başkalarının davetine gidiliyordu.
               Aşağı sofa ile taşlık arasındaki camekân kaldırılmış, delik deşik duvarlar sarı yaldızlı bir kâğıt ile kaplan-
               mıştı. Davet akşamları taşlıktaki su küpü, sofadaki yemek masası ve daha başka hırdavat eşya mutfağa
               taşınıyor, yukarıdan kilimler, iskemleler, süslü yastıklar indirilerek bir kabul salonu dekoru kuruluyordu.

                  Geriye Dönüş: Eserde kronolojik akışın kırılarak geçmişe dönülmesi, geçmişe ait yaşantıların an-
               latılması tekniğidir. Bu teknikte anlatıcı birinci tekil kişi olabileceği gibi üçüncü tekil kişi de olabilir.
                  “Şimdi, Ankara’da bulunuyorsunuz, zannedersem.” Demek, Burhan buydu. Selim’in onlara tanıştır-
               maktan kaçındığı ‘esaslı’ arkadaşlarından biri. Selim, farklı çevrelerdeki arkadaşlarını birbirine tanıştır-
               mayı sevmezdi. “Hoşlanmazsın,” diye kestirip atardı. ‘Yüksek’ arkadaş çevrelerinde üniversite arkadaşla-
               rından utanırdı Selim. “Seni elevermemizden korkuyorsun,” diye saldırırlardı Selim’e kantinde. Hepimiz,
               tanımadan, sevimsizliklerine inanırdık bu adamların. Bu yüksek arkadaşların da bizi tanımadan sevimsiz
               bulduklarını bilmeseydi, tanıştırmaktan kaçınır mıydı? Ben bile zorlukla barınabiliyorum aralarında; sizi
               hemen yutarlar, demek isterdi kantindeki arkadaşlarına.
                                                                                 Oğuz Atay, Tutunamayanlar

                  İç Çözümleme: Kişilerin iç dünyalarının, iç yaşantılarının, hâkim anlatıcı ve bakış açısıyla anlatıldığı
               psikolojik tahlil tekniğidir. Bu anlatım tekniğinde anlatıcı, kişinin iç dünyasına bütünüyle egemen
               olan dışarıdan bir unsur olarak etkindir; anlatılan kişi ise edilgendir.

                  Çerviakov General’e kuşkuyla bakarak, “Unutmuş! Ama gözleri sinsi sinsi parlıyor, benimle konuşmak
               bile istemiyor! Aksırmanın çok doğal bir şey olduğunu söylemeliydim ona. Yoksa kasten tükürdüğümü
               sanabilir. Şimdi değilse bile sonradan böyle gelir aklına. Oysa hiç istemeden oldu,” diye düşündü.

                  Özetleme: Varlığı belirgin şekilde hissedilen anlatıcı olayları, kişileri veya diğer unsurları özetleyerek
               anlatır.
                   Ali Rıza Bey, Babıâli yetiştirmelerinden bir mülkiye memuruydu. Otuz yaşına kadar Dahiliye kalemle-
               rinden birinde çalışmıştı.
                  Belki ölünceye kadar da orada kalacaktı. Fakat kız kardeşiyle annesinin iki ay ara ile ölmesi onu birden-
               bire İstanbul’dan soğutmuş, Suriye’de bir kaza kaymakamlığı alarak gurbete çıkmasına sebep olmuştu.
                  Pastiş: Postmodern romanda çeşitli metin türlerinin biçim ve anlatım özelliklerinin taklit edilmesidir.
                  Parodi: Postmodern romanda daha önce yazılmış bir metnin içerik yönünden örnek alınmasıdır.
               Bütüncül ya da kısmi olabilir. Nazan Bekiroğlu’nun Yûsuf ile Züleyha adlı romanı, içerik yönünden di-
               van edebiyatındaki Yûsuf ile Züleyha mesnevilerini örnek aldığından bir parodi örneğidir.


                                                                                                           19
   16   17   18   19   20   21   22   23   24   25   26