Page 40 - Fen Lisesi Biyoloji 11 | 1.Ünite
P. 40

Fen Lisesi Biyoloji 11. Sınıf






                                               Epilepsi (Sara); çeşitli nedenlere bağlı olarak bir grup beyin hücre-
                                               sinde anormal elektrik yayılması sonucu ortaya çıkarak bilinç kaybına
                                               yol açan, motor ve duyusal fonksiyon bozukluğudur. Hastalık kendi-
                                               sini nöbetler hâlinde gösterir. İnsan; beyin travması, ateş yükselmesi
                                               gibi çeşitli nedenlerle epilepsi nöbeti geçirme potansiyeline sahiptir.
                                               Nörona ardı ardına gelen uyarılar, impulsun kimyasal olaylarla gerçek-
                                               leşmesi nedeniyle, aktarımın belli bir noktadan sonra yavaşlamasına,
                                               dolayısıyla  sinaptik  iletimin  yorulmasına  neden  olur.  Böylece  nöbet
                                               olayı gerçekleşir.

                                               İnsanların yaklaşık %5’inin yaşamlarının herhangi bir döneminde en
                                               az bir kere epilepsi nöbeti geçirdiği bilinmektedir. Her epileptik nöbet
                                               geçiren kişi epilepsi hastasıdır demek doğru değildir. Belirli bir zaman
                                               içinde  ve  her  hasta  için  belirli  özelliklerde,  bazen  kendiliğinden  ba-
                                               zen  de  tetikleyen  faktörlerin  etkisiyle  nöbetler  tekrarlanırsa  epilepsi
                                               (sara hastalığı) tanısı konulur. Epilepsi hastalarının çoğu, sadece bir-
                                               kaç dakika süren hastalığa bağlı nöbetler geçirmeleri dışında tümüyle
                                               sağlıklıdır. Epilepsi en sık, çocukluk ve ergenlik dönemlerinde görülür.
                                               Erişkin dönemlerde ise felçten sonra ikinci sıklıkta görülen nörolojik
                                               bir  hastalıktır.  Epilepsi  tedavisinde  ilaçların  düzenli  kullanılması  çok
                                               önemlidir.

                                               Depresyon, günlük hayatta yapmaktan keyif alınan etkinliklere ilgi-
                                               nin azalması, mutsuzluk, ümitsizlik, değersizlik hissi, iştah kaybı, dü-
                                               şünmede ve konsantre olmada azalma ve uykusuzluk gibi belirtilerle
                                               tanımlanan bir hastalıktır. Noradrenalin, serotonin ve dopamin salgıla-
                                               yan nöronların aktivitelerindeki azalmaya veya genetik faktörlere bağlı
               Bilgi  Notu
                                               olduğu düşünülmektedir. Depresyon, konuşma terapileri ya da anti-
                Vitamin:  İngiltere’deki  Leeds  (Liids)
                Üniversitesi’nden  Richard  Smithells   depresan ilaç kullanımıyla tedavi edilebilir bir hastalıktır. Bu nedenle
                (Riçırd  Simithels),  vitamin  takviye-  depresyonda olduğunu düşünen kişiler mutlaka uzmanlardan yardım
                sinin  etkilerini  gözlemlemek  için  bir   alarak tedavi olmalıdır.
                çalışma  gerçekleştirmiştir.  Bu  çalışma
                embriyonik dönemde ilk sinir oluşumu-  Sinir sisteminin verimli çalışması için beynin ve beyindeki nöronların
                nu  sağlayan  yapının  üzerinde  vitamin   sağlıklı olması gerekir. Beynin en çok ihtiyaç duyduğu şeyler oksijen
                takviyesinin etkilerini incelemiştir. Ça-  ve glikozdur. Bu nedenle özellikle büyük kentlerde yaşayan kişilerin,
                lışmada iki grup kullanmıştır : Sinir sis-  temiz  havada,  ağaçlık  bölgelerde  ya  da  deniz  kıyısında  derin  nefes
                temlerinde yapısal bozukluklar taşıyan   alarak egzersiz yapması, bu şekilde de beyinlerini oksijene doyurması
                bebekler  doğurmuş  kadınlar  ve  birden
                fazla doğum yapmış kadınlar. Gruplar-  gerekir.
                dan birindeki kadınlar hamile kalmadan
                en az dört hafta önce vitamin kompleksi   Beynin kan-şeker seviyesini dengede tutmak önemlidir. Ana öğünler-
                almaya başlamış olanlardır. Diğer grup-  de  alınan  glikozun  yanı  sıra  sabah  aç  karnına  ve  ikindi  vakitlerinde
                taki kadınlar ise vitamin almayı isteme-  yenecek kuru meyvelerle de kan şekerini yükseltmek gerekir. Bol su
                yen ve hamile olanlardır.      içmek, özellikle B, C ve E vitamini içeren besinleri tüketmek, fazla tuz
                Vitamin  takviyesi  almış  kadınlardan   kullanımından kaçınmak, beyni geliştirecek faaliyetler yapmak (kitap
                141  bebek  dünyaya  gelmiş  ve  bunlar-  okumak,  yeni  bir  şeyler  yapmayı  öğrenmek,  bir  konu  hakkında  dü-
                dan sadece 1 bebek (%0,7) sinir sistemi   şünmek, bir kavramla ilgili kavram haritası çıkarmak, her gün gidilen
                kusuru  ile  dünyaya  gelmiştir.  Vitamin
                takviyesi almayan kadınlardan 204 be-  yoldan değil de alternatif yollardan gitmek vs.), beynin her yaşta açık,
                bek  dünyaya  gelmiş  ve  bunlardan  12   çalışır durumda ve sağlıklı olmasını sağlar.
                bebek  (%5,9)  sinir  sistemi  kusuruyla
                dünyaya gelmiştir. Bu çalışma, vitamin   Vücudun diğer organ ve yapıların bozulması da beyni etkiler. Tansiyon
                takviyesinin  sinir  sistemi  kusurlarını   yüksekliği, damar sertliği gibi damar hastalıkları beyne gidecek kan
                önlemek için en azından ilk gebelikten   akışını bozar. Bu yüzden beslenmeye dikkat edilmeli ve her gün belirli
                sonra  koruma  sağladığını  göstermiştir.   fiziksel aktiviteler (tempolu yürüyüş, koşu, bisiklet sürmek vb.) yapıl-
                Sonraki  deneylerde  ise  sadece  folik   malıdır.
                asitin aynı ölçüde koruma sağladığı gö-
                rülmüştür. (Campbell, 9. baskı, sayfa 879,
                düzenlemiştir.)                Sigara,  damarların  yapısında  bozulmalara  neden  olduğu  için  içil-
                                               memelidir.  Alkol  beyin  hücrelerinin  uyuşmasına,  hafıza  kaybına  ve






                 52
   35   36   37   38   39   40   41   42   43   44   45