Page 64 - Türk Dili ve Edebiyatı 9 | Kazanım Kavrama Etkinlikleri
P. 64

Ortaöğretim Genel Müdürlüğü                          TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 9            17

             9. ÜNİTE: Günlük/Blog
             Konu          Günlük Türüyle İlgili Sunu                                            20 dk.

             Kazanımlar    C.2. 1. Amacına uygun dinleme tekniklerini kullanır.
                           C.2. 2. Dinlediği konuşmanın konu ve ana düşüncesini tespit eder.
                           C.2. 3. Dinlediği konuşmada konu akışını takip eder.
                           C.2. 4. Dinlediği konuşmadaki açık ve örtük iletileri belirler.
                           C.2. 5. Dinlediklerini özetler.
                           C.2. 6. Dinlediklerini ön bilgileriyle karşılaştırır.
                           C.2. 7. Dinlediği konuşmanın tutarlılığını sorgular.
                           C.2. 8. Dinlediği konuşmada öne sürülen düşüncelerin dayanaklarının geçerliliğini sorgular.


             Yönerge   9. sınıf öğrencisi Ayşe’nin Türk Edebiyatı dersinde günlük türüyle ilgili hazırladığı sunu aşağıda
                     verilmiştir. Ayşe, sunudan önce konuşma süresini göz önünde bulundurarak prova yapmıştır. Sunu
                     yaparken etkileşimli tahtadan ve önceden hazırladığı konuşma kartlarından faydalanmıştır. Konuş-
                     masında boğumlama, vurgulama, tonlama ve duraklamalara dikkat etmiş ve beden dilini etkin bir
                     biçimde kullanmıştır.
                     Aşağıdaki sunu metnini okuyunuz ve soruları cevaplayınız.



                 Arkadaşlar merhaba,
                 Günümüzde pek çok insan, gün içinde yaşadığı birçok olayı sosyal medyada “hikâye” şeklinde pay-
             laşmaktadır. Bu davranışın altında yatan nedeni hiç düşündünüz mü? Peki, çantamıza hatta cebimize
             sığan bir aletle rahatlıkla fotoğraf çekip saniyeler içinde paylaştığımız bir dönemde değil de fotoğrafın
             henüz bulunmadığı bir dönemde yaşasaydık gün içinde yaşadıklarımızı nasıl kaydederdik? Tabii ki ya-
             zarak.
                 İnsanlar tarih boyunca yaşadıklarını, gördüklerini kaydetmek istemiş, bu isteğin sonucu yazma
             eylemi ortaya çıkmıştır. Yazma eyleminin belli kurallar çerçevesinde gerçekleştirilmesiyle anı, günlük,
             gezi yazısı gibi türler ortaya çıkmıştır. Bugün bu türlerden biri olan günlük türüne değineceğiz.
                 Günlüğü şöyle tanımlayabiliriz: Kişilerin, başından geçen olayları, bu olaylarla ilgili duygu, düşün-
             ce ve izlenimleri günü gününe ve tarih belirterek yazdıkları yazı türüne günlük (günce) denir. Günlüğün
             divan edebiyatındaki adı ruznamedir. Edebiyatımızda Batılı anlamdaki ilk günlük örneği Direktör Ali
             Bey’e ait Seyahat Jurnali adlı eserdir.
                 Günü gününe yazıldığından kısa olan bu yazılar yazarın hayatından izler taşır. Günlüklerin dili
             konuşma diline yakındır.
                 Günlükler genellikle yayımlanmaz ancak yayımlanmak için yazılmış günlükler de vardır. Bazı ro-
             manlar günlük tarzında kaleme alınmıştır. Bu romanlardan biri Peyami Safa’nın Biz İnsanlar adlı roma-
             nıdır. Ancak yazarın, romanın tamamını değil belli kısımlarını günlük tarzında yazdığını belirtelim. Bu
             bölümlerden birini sunmak istiyorum.
                 “20 Mart, yalı, gece
                 Orhan’dan bir mektup daha aldım. Elâzığ’a kadar çektiği yol meşakkatlerini anlatıyor. Kendimi onun
             yanında sandım. Birkaç kere daha kriz geçirmiş galiba yazmıyor ama hissediliyor. Mektubu önümde.
             Biraz evvel cevabını yazdım.
                 On günden beri kendimde değilim. Sinirlerim bir hoş. Evin içinde kimsenin yüzünü görmek iste-
             miyorum. Yengemle günde sekiz kelimeden fazla konuşmuyorum. Yemeğe inmediğim günler pek çok.
             Besime ikidir geliyor, yanına çıkmadım. Rüştü de birkaç defa geldi, ikisi de beni görmeden gitti. Yalnız
             dün Uzun Safiye ile konuştum. Cici kadın. Tanıdıklarım arasında bana yakın bir o var.
                 - Rüştü’nün ipiyle kuyuya inilir mi hiç? diyor. Hem ben onun seni resmen istediğine inanmıyo-
             rum. Ailece lakırdısı geçmiştir. Rüştü’yü bilirsin; fantezilerini de hakikat gibi konuşur. İnanma.
                 Bu inanma deyişinde benim eski şüphelerimi ayaklandıran bir tecrübe kuvveti var. Safiye ile Rüştü
             arasında bir şeyler geçtiğinden eminim. İkisi de maharetle gizliyorlar. Bu sefer Safiye onu daha yakından
             tanıyormuş gibi bir eda ile konuştu. Halinde bir itiraf vardı. Belki sorsam gizlemeyecekti. Sormadım.
             Sormam da. Ağzını bile aramadım. Benim için Rüştü, mağaza vitrinlerinde sabahtan akşama kadar
             dimdik durmağa yarar bir manken.”



                                                                                                    63
   59   60   61   62   63   64   65   66   67   68   69