Page 136 - Tasarım Beceri Atölyeleri Öğretmen El Kitabı
P. 136

sen kara koç gelir. Seni yedi kat yerin altına götürür.

               Keloğlan’la kız vedalaşmışlar. Yukarıdaki kardeşleri bu kızı da çekmişler. Fakat kardeşlerini çekmemişler.
           Onun nişanlısı çok güzel olduğu için kuşağı keserek Keloğlan’ı kuyuda bırakmışlar. Kardeşlerinin yaptığı bu
           fenalığa Keloğlan’ın canı çok sıkılmış. Üzüntüsünden yanlışlıkla kara kılı çekmez mi? Ortaya gelen kara koç
           bunu alıp yedi kat yerin altına götürmüş.

               Keloğlan, yerin altında koçtan indikten sonra önüne çıkan yoldan yürümeğe başlamış. Gide gide bir köye
           varmış. Köyde ihtiyar bir kadına konuk olmuş.
               Çok yol yürüdüğünden susamış, kadından biraz su istemiş. Kadın:

               — Ah oğlum, demiş, köyümüzde bir çeşme var ama başında dev oturur. Dev’e her gün bir insan veririz. O
           insanı yerken biz de bir az su alırız. Şimdi evde hiç su kalmadı. Biraz sonra dev’e padişah’ın kızını verecekler,
           onu yerken su alacağız. O zamana kadar beklemen lâzım!
               Keloğlan, padişah’ın kızının kurban edileceğini duyunca:

               — Nine, demiş, haydi beni çeşmenin başına götür!

               Beraberce çeşmenin başına gitmişler. O sırada padişah’ın kızı da dev’e veriliyormuş. Keloğlan nişan alıp
           bir ok atarak deve saldırmış, ok devin gözüne gelince göremez olmuş. Sonra kılıcını çekip yanına yaklaşarak
           bir vuruşta devi alt etmiş. Dev o anda simsiyah dumana dönüşmüş ve yok olmuş. Padişah’ın kızını ölümden
           kurtardığı gibi, köy halkını da çeşmeye kavuşturmuş.

               Padişah, dev’i öldürüp kızını kurtaran delikanlıyı görmek istemiş. Kız, halkın içine girip oğlanı araştırdı ise
           de bulamamış. Padişah’a kocakarının evinde bir oğlan olduğunu haber vermişler. Kız hemen ihtiyar kadının
           evine giderek oğlanı görmüş, tanımış. Onu yanına alarak babasının sarayına götürmüş. Padişah bu cesur deli-
           kanlının alnından öpmüş, ona kızını kurtardığı için teşekkür etmiş, sonra demiş ki:
               — Dile benden ne istersin?

               Keloğlan hiç bir şey istememiş:

               — Sağlığınızı dilerim padişahım, demiş.

               Padişah ısrar ettiyse de, Keloğlan ondan hiçbir şey istememiş, Saray’dan çıkmış. Yolda giderken bir ağaca
           rastlamış, altına oturmuş. Biraz sonra birkaç kuşun ciyak ciyak bağırdığını işitmiş. Bir de kafasını kaldırmış ki
           ağacın tepesindeki kuş yuvasına doğru bir yılan çıkıyor. Hemen okunu atarak yılanı öldürmüş, kuşları kurtar-
           mış. Sonra oracıkta uykuya dalmış.. Kuşların anası da yavrularım ölümden kurtaran bu insanoğlunun üzerine






           128
   131   132   133   134   135   136   137   138   139   140   141