Page 7 - Türk Dili ve Edebiyatı 10 | 2.Ünite
P. 7
HİKÂYE
Deli Dumrul babasından yüz bulamayınca anasının yanına gelir. Olan biteni bir de ona anlatır.
Anası der:
“Oğul oğul ay oğul
Dokuz ay dar karnımda taşıdığım oğul
On ay deyince dünya yüzüne getirdiğim oğul
Dolma beşiklerle doladığım oğul
Dolu dolu ak sütümü emzirdiğim oğul
Akça burçlu hisarlarda tutulaydın oğul
Pis dinli kafir elinde esir olaydın oğul
Altın akçe gücüne dayanarak seni kurtaraydım oğul
Yaman yere varmışsın, varamam
Dünya tatlı, can aziz
Canımı kıyamam belli bil” dedi, anası da canını vermedi.
Durum böyle olunca Azrâil, Deli Dumrul’un canını almaya gelir. Deli Dumrul, Tanrının birliğine şüphe etmediğini
söyler. Ancak Azrâil görevini yapmak durumundadır. Sonra Deli Dumrul, eşinin yanına gidebilmek için Azrâil’den izin
ister.
Sürdü helâllisinin yanına geldi, der:
“Biliyor musun neler oldu?
Gökyüzünden al kanatlı Azrâil uçup geldi
Benim beyaz göğsümü bastırıp kondu
Benim tatlı canımı alır oldu
Babama ver dedim can vermedi
Anama vardım can vermedi
Dünya şirin can tatlı dediler
Şimdi
Yüksek yüksek kara dağlarım sana yaylak olsun
Soğuk soğuk sularım sana içme olsun
Tavlı tavlı koç atlarım sana binek olsun
Penceresi altın otağım sana gölge olsun
Katar katar develerim sana yük taşıyıcı olsun
Ağıllarda beyaz koyunum sana şölen olsun
Gözün kimi tutarsa
Gönlün kimi severse
Sen ona var
İki oğlancığı öksüz koyma” dedi.
Kadın burada söylemiş, görelim bakalım hanım ne söylemiş…
Der:
“Ne diyorsun, ne söylüyorsun?
Göz açıp da gördüğüm
Gönül verip sevdiğim
Koç yiğidim şah yiğidim
(…)
Karşı yatan kara dağları
Senden sonra ben neyleyim
Yaylar olsam benim mezarım olsun
Soğuk soğuk sularını
İçer olsam benim kanım olsun
Dede Korkut (Temsilî)
39