Page 585 - Türk Dili ve Edebiyatı 11 Beceri Temelli Etkinlik Kitabı
P. 585

Ortaöğretim Genel Müdürlüğü                         TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 11


                                                CEVAP ANAHTARLARI
               Oğuz Atay, Cevat Fehmi Başkut, Ahmet Kutsi Tecer, Vedat Ne-  yerine, onları sınırları keskin biçimde çizilmiş bir şablona
               dim Tör, Halit Fahri Ozansoy, Ahmet Kutsi Tecer, Oktay Rıfat,   oturtmaktadır. Dolayısıyla altı çizili ifade “roman kahraman-
               Aziz Nesin, Tarık Buğra, Behçet Necatigil, Necati Cumalı, Recep   larının sadece iyi veya sadece kötü şeklinde tek yönlü olarak
               Bilginer, Refik Erduran, Vasıf Öngören. Daha da sayabileceğimiz   ele alınması, farklı boyutlarının göz ardı edilmesi” anlamına
                                                              gelmektedir.
               yazarlar yerli konuları işlemiş, Anadolu’ya yönelen Cumhuriyet
               Dönemi sanatçıları başarılı ürünler vermişlerdir.  3.  “Yama” sözlükte “delik ve yırtığı uygun bir parça ile onarma,
                                                              kapatma ve bu iş için kullanılan parça” anlamlarındadır. Keli-
             3. Türk tiyatrocuları çeviri, adaptasyon, taklit yolu ile modern tiyat-  menin bu anlamlarının cümlenin bağlamına uymadığı görül-
               roya başlangıç yapmışlardır. Daha sonra toplumun bütün kesim-  mektedir. Çünkü yazar, sözcüğün temel anlamından ve çağrışım
               leri tiyatronun içinde yer almış, devleti temsil eden her kesimden   değerinden hareketle “yama yapmak” ifadesine özgün bir meca-
               sanatçılar tiyatro türünde eser vermişler, sahnede yer almışlardır.   zi anlam yüklemiştir. (Bu farklı anlam vurgulanmak için yama
               Cumhuriyet Dönemi’nde de millî bir tiyatronun ortaya çıkması   “sözcüğü” içine alınmıştır.) Yazarın böyle bir kullanımla kastet-
               için gayret göstermişler bunu da başarmışlardır.  tiği anlam, “anlatıcının, roman kahramanlarının kişilik özellik-
                                                              lerine ‘eğreti’ eklemeler yapması, müdahalede bulunması”dır.
             Etkinlik No.: 204                             4.  “İnsansızlık” sözcüğünün roman kahramanları arasında
                                                              insanlara yer verilmemesi, şahıs kadrosunda insan dışı var-
             1. Noktalama işaretleri daha önce okumadığımız bir metni hatasız   lıkların kullanılmasıyla ilgisi yoktur. Kahramanlar insan dışı
               ve etkili okumamızda bize yardımcı olan unsurlardır. Trafik işa-  varlıklardan seçilse de bu varlıklar insana ait özellikleri temsil
               retleri ise daha önce hiç gitmediğimiz bir yolda bize yardımcı olur   ederek esere dâhil olur. Dolayısıyla yazar “insansızlık” ifadesiyle
               ve kaza riskini azaltır.                       “romanda insana ait özelliklerin derinlemesine işlenmeyişini,
             2. İnsanların konuşmada ve yazmada dillerine gereken önemi ver-  ‘insan’ ögesinin merkeze alınmayışını ve birtakım kavramlar
                                                              arasında kaybolup gitmesini” kastetmiştir.
               memeleri, konuştukları dilin inceliklerine, kurallarına hâkim ol-
               mamaları ve bu eksikliği giderecek etkinliklere yeterince zaman   5.  Dilin kendisine özgü kuralları ve mantığı vardır. Bu en gelişmiş
               ayırmamalarının anlatım bozukluklarıyla sık karşılaşmamıza se-  iletişim aracını kullanan kişiler dil kurallarına bağlı kalarak
               bep olduğunu düşünüyorum.                      konuştuğu sürece doğru ve etkileyici bir anlatım ortaya koyabi-
                                                              lir. Bu nedenle deyimin doğru şeklinin kullanılması gerektiğini
             3. Olası Cevap: Farklılık, kahramanların yaşadıkları bölgenin ağız   düşünüyorum.
               özelliklerini kullanmalarından kaynaklanıyor. Metinde Fatma   Dil doğal bir iletişim aracıdır. İletişimin gerçekleşmesi için ile-
               Kadın bölgesel ağız konuşuyor. Fatma Hanım İstanbul ağzı ile ko-  tinin alıcı tarafından doğru algılanması gerekir. Uzun süreden
               nuşuyor. İstanbul ağzı aynı zamanda ülkemizde yazı ve konuşma   beri yanlış şekliyle yaygınlaşan bu ifadelerin doğru olan ancak
               dili olarak kabul edildiği için bu farklılık anlaşmalarını engelle-  yaygın olmayan şeklinin kullanılması iletinin anlaşılmamasına
               miyor. Çünkü ağız, bölgeden bölgeye değişen ancak dilde köklü   veya yanlış anlaşılmasına yol açabilir.
               farklılık içermediği için kişilerin anlaşmasını engellemeyen bir
               özelliktir.                                  Etkinlik No.: 207
                                                           1.  a)  “kelimenin çağrıştırdığı yeni bir anlamıyla şiirin anlattıkları
             Etkinlik No.: 205
                                                                da değişiyordu.”
             1. a) Hadi gidelim hemen bu genç adama tanıştır beni.  b)  Asıl metindeki sözcük grubu daha akıcı ve sanatsal ancak
               b) Günlük konuşmada herhangi bir hazırlık yapılmadığı ve ço-  bizim yazdığımız biraz daha kuru ve zorlama olmuştur.
                 ğunlukla duygu ve düşünceler etraflı düşünülmediği için bu   2.  Her iki sözcük de “anlam” konusu ile ilgilidir. Ancak birincisi
                 durum anlatım bozukluklarına neden olmaktadır.   (manalandırma) görünen anlamını ön plana çıkarırken diğeri
             2. Yay ayraç, tiyatro eserlerinde ve senaryolarda konuşanın hareket-  (tahlilci) gizli ve kapalı anlamlarına da ulaşmayı amaçlar.
               lerini, durumunu açıklamak ve göstermek için kullanılmıştır.    Tahminimiz sözlükteki anlama yakın çıktı. Her iki sözcük de
                                                              anlam konusu ile ilgilidir. Ancak birincisi sözcüğün/metnin
               İki nokta, karşılıklı konuşmalarda, konuşan kişiyi belirten sözler-  görünen anlamını ön plana çıkarırken diğeri metnin/sözcüğün
               den sonra konmuştur.                           gizli ve kapalı anlamlarına da ulaşmayı amaçlar.
               Nihan (Tedirgin, ayakta bekler.): Bir türlü gelemedi, trafiğe mi ta-  3.  Her ne kadar bu sözcükler birbiriyle yakın anlamlara gelse
               kıldı acaba?                                   de akış ve bağlam içinde farklı anlamlara gelmekte ya da ince
               Elif Naz (Rahat bir tavırla, telefonundan başını kaldırmadan): Hu-  ayrımlar oluşturmaktadır. Ayrıca metne akış, işleklik ve dil
               yudur, bekletmeyi sever.                       zenginliği getirmektedir.
               İlkay (Gülümseyerek): Sizi beklettim biliyorum ama elimde değildi.  4.  Şiirin okuyucuyu etkisi altına alması ya da okuyucunun şiir ile
               Nihan (Kaşlarını çatarak): Neymiş o elinde olmayan?  sıkı bir bağ kurması anlatılmak istenmiştir.
               İlkay: Trafik…
                                                            Etkinlik No.: 208
             3. Sen de bizi bırakıp git, olan oldu zaten. Anlıyorum ki bizim so-
               runlarımız çok derinde yatıyor.             1.  Yazar, düşüncelerini sadece basılı yayınlarla sınırlı bırakma-
                                                              yıp daha geniş kitlelere ulaştırmak istemiş olabilir. Bu durum
             Etkinlik No.: 206                                                               metnin yazıldığı dönemdeki dinleyici kitlesinin, eleştiri içerikli
                                                              eserleri radyo aracılığıyla takip ettiğini gösterir. Yazar bugün ya-
             1.          Sözcüğün Tahmin  Sözcüğün Yerine Kulla-  şasaydı görüşlerini kitap, dergi gibi basılı kaynaklarla veya genel
                Sözcükler
                         Edilen Anlamları  nılabilecek Sözcükler  ağ başta olmak üzere televizyon, radyo gibi iletişim araçlarıyla
                                                              okura sunardı. Böylece daha fazla insana ulaşabilirdi.
                Sahihlik               Doğruluk, gerçeklik, etki-
                                       leyicilik, çarpıcılık vs.  2.  Bir düşünce yazısı olan eleştirinin temel işlevi bilgilendirmek
                                                              olduğundan bu metinler, ele alınan kişi veya eserle ilgili sağlıklı
                Yalınkatlık            Basitlik, sığlık, yapaylık,   verilere yani “belgelere” ihtiyaç duyar. Bu belgelerde sanatçı ve
                (yalın katlık)         gelişigüzellik, özensizlik,   eser hakkında ulaşılan en küçük bir ayrıntı, uzun süre kabul
                                       eğretilik vs.
                                                              görmüş bir varsayımı çürütebileceği gibi eleştirmene yeni bir
             2.  Ak ve kara birbirine zıt iki kavramdır. “Akla kara hâline getir-  yaklaşımla sağlıklı değerlendirmeler yapma imkânı sunar.
                mek” ifadesi “kesin çizgilerle birbirinden ayırmak” demektir.   3.  Metnin yazılma amacı Yunus Emre’nin Müslüman-Türk kültü-
                Yazara göre bazı romancılar, gerçek hayatta olduğu gibi “olum-  ründeki farklı konumunu ortaya koymaktır. Yunus Emre’nin,
                lu-olumsuz/iyi-kötü” bütün yönleriyle kahraman oluşturmak   çağları aşarak günümüze kadar ulaşan etkisini ve dil zevkini
                                                                                                   583
   580   581   582   583   584   585   586   587   588   589   590