Page 582 - Türk Dili ve Edebiyatı 11 Beceri Temelli Etkinlik Kitabı
P. 582
TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 11 Ortaöğretim Genel Müdürlüğü
CEVAP ANAHTARLARI
2. Gazetemizin önemli kalemi sustu. Etkinlik No.: 188
Türkiye’nin gözü bu maçtaydı. 1. Hastalık-sağlık, geçmiş-gelecek kuşak çatışmaları dikkat çekmek-
3. Olası Cevap: Dil canlı bir varlıktır, zaman içerisinde değişir ve ge- tedir. Kahramanımız geçmişte kalmış ve geleceğe uyum sağlaya-
lişir. Bu değişim ve gelişmeler içinde kimi sözcükler kullanımdan mamıştır. Temayı en iyi bu çatışma belirler.
düşerken onların yerini anlam genişlemesine uğramış sözcükler 2. Olası Cevap: Hayatın olağan akışı içerisinde kuşaklar arasında
alır. çatışma yaşanır. (Baba-oğul, torun-dede, anne-kız.) Tarihi süreç-
te bu olmuştur olmaya devam edecektir. Önemli olan birbirimizi
Etkinlik No.: 185
anlamamızdır.
1. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yıllarında yazıldığını anlıyoruz. 3. Olası Cevap: Çevreye, insana uyum gösterememek bir çatışmadır.
Bunu İhsan’ın: “Bir imparatorluğun tasfiyesinden doğduk.” ve Maruf Bey de durumlara ve değişimlere uyum gösterememiştir.
“Türkiye’de yaşıyorum ve Türkiye’nin ihtiyacı olan şeyi düşünü- Kendisi ve çevresiyle çatışmaktadır.
yorum ben.” cümlelerinden anlıyoruz.
İhsan eski kültüre saygı duymakla birlikte yeniliğe açık bir bakış Etkinlik No.: 189
açısına sahiptir. Mümtaz daha sorgulayıcı bir anlayışla hareket 1. Düşman işgaline karşı halkın mücadele kararlılığı temel çatışmadır.
eder. Suat ise şark kültürüne karşı bir yaklaşımla kendini gösterir.
Olası Cevap: Millî mücadelenin en çetin günleri yaşanıyordu.
2. Olası Cevap: Tiyatro insanlığın ilk dönemlerinden bugüne kadar Köyümüz de bu durumdan etkilenmiş ve işgale uğramıştı. O gün
varlığını sürdürmüştür. Canlandırmaya dayalı bir tür olduğu için köyümüzün işgal edildiği bilgisini en yakın müfrezeye bildirmek
geniş halk kesimlerine ulaşmış, onları eğlendirirken eğiten önem- için bir gönüllü arıyorlardı. Ancak köydeki yetişkinler cepheye
li bir araç olmuştur. gittikleri için köyde yalnızca ihtiyarlar ve çocuklar kalmıştı. Bunu
3. Edebî metinler adeta yazıldığı dönemin fotoğrafını çekip günü- yapacak kimse yoktu. Ben bu kutsal görev için gönüllü oldum.
müze gönderirler. Bu metinleri okuduğumuzda dönemin siyasi, Annem karşı çıksa da çaresizliğin farkındaydı, bu görevi yapmak
kültürel ve sosyal hayatını metinlerden bulabiliriz. Okuduğumuz zorundaydım. Çünkü köyümüzün geleceği bu görevi başarmama
Huzur adlı tiyatro eserinde dönemin müzik zevki, iktisadi hayatı, bağlıydı. Akşam olunca araziyi tanımanın avantajını kullanarak
gizlice müfrezeye ulaştım. Ertesi gün Millî kuvvetler köyümüzü
eğitimi gibi konular hakkında bilgi sahibi oluyoruz.
işgal eden düşman birliklerine bir gece yarısı baskın yaptı. Birlik-
ler neye uğradığını şaşırdılar. Millî Mücadele’de ben de üzerime
Etkinlik No.: 186
düşen görevi yapmanın gururunu taşıyordum artık.
1. a) Olası Cevap: Hayat sadece acıklı ya da komik olaylardan oluş- 2. Olası Cevap: Sahnenin sağında, solunda ve ortasında siyah bir pa-
maz, insan gün içerisinde komik ya da acıklı olayı yaşar veya ravan, orta paravanda merdivenle çıkıldığında dışarıyı gören bir
gözlemler. Hayatın akışı içerisinde insan bu tür durumların pencere. Pencere çuval ile kapatılmış. Sağ tarafta bir tahta sandık
içindedir. içinde bazı malzemeler… Hemen pencerenin kenarında bir fener,
b) Olası Cevap: İnsanın gelişimi ve değişimi sanata da yansıya- fenerin arkası pencereye dönük bir şekilde durur. Pencereye da-
cağı için türler de değişecektir. Yeni türlere ihtiyaç duyacak ve yalı tahta bir merdiven, tahta iskemleler, sandıklar, duvarda asılı
yeni türler ortaya çıkacaktır. İnsanın gelişimi ile birlikte trajedi birkaç mutfak eşyası, ocak, vb.
ve komediye yeni bir tür olan dram eklenmiştir.
3. Olası Cevap: Günlük hayatta birçok olayla karşılaşırız. Örneğin
2. Sinemaya uyarlandığını düşündüğümüzde komediye uygun olur- şahit olduğumuz bir olayı polise veya okulda gerçekleşen bir olayı
du. Karakterin durum ve olaylar karşısındaki tutumu komiktir. öğretmene anlatmak durumunda kalabiliriz. Böyle durumlarda
Yazar güldürmeyi, güldürürken düşündürmeyi hedeflemiştir. olayları belli bir sıra ve anlamsal bütünlük içinde karşımızdakine
aktarmak için olay örgüsüne başvururuz.
3. a) Karakter öne geçmiştir, durum ve olaylar karşısındaki tavırları
karakteristik özellikler taşır. Karakterin bir yönü öne çıkarıl- Etkinlik No.: 190
mıştır.
b) Olası Cevap: Karakter komedisi ya da karakter güldürüsü gibi 1. Yazar, esprili bir yaklaşımla kişilerin soyadları ile kişilik özellik-
isimlendirilebilir. lerini birleştirmiştir. Şahısların kişilik özelliklerini okuyucunun
daha iyi belirlemesine yardımcı olmak amacıyla yazarın bu so-
yadları tercih ettiği düşünülebilir.
Etkinlik No.: 187
2. Olası Cevap: Fevzi İşgüzar, metinde belirttiği gibi elbisesi ile
1. Metnin konusu, emekli olduktan sonra çaresiz kalan, tükenen in- ayakkabısı, gömleği ile kravatı birbirine uyumlu, saçları düzgün
sanların dramıdır. Tema ise çalışmak insanı diri tutar düşüncesi- taranmış, kendine dikkat ettiğini gösteren birisidir. Abdülkerim
dir. Konu ve temayı belirlememde bekçinin ablası etkili olmuştur. Çatmazoğlu, zengin olmasına rağmen giyimine hâl ve hareketle-
Çalışmayı bıraktıktan sonra tükeniş, İzzet Efendi’den çok onun rine pek dikkat etmeyen sade, sıradan birisidir. Giyimiyle İstan-
üzerinden anlatılmıştır. bul dışından gelmiş olduğu izlenimini uyandırır.
2. İşleyen demir pas tutmaz. 3. Metinden otel görevlisi olduğu anlaşılan Mehmet, saf, eğitim gör-
memiş, ona söylenenleri kendince yorumlayan biraz da kurnaz
3. İzzet Efendi’nin emekli olduğu hâlde gece yarısı eski iş yerine birisidir.
gelmesi.
4. Olası Cevap: İnsanlar kendilerini bir yere ait hissettiklerinde, bir Etkinlik No.: 191
işle meşgul olduklarında dinç kalırlar. Düzenli olarak yapılan bir 1. Olası Cevap: İnsanların dertlerinden, ihtiyaçlarından ve gelecek-
işi bırakmak, insan psikolojisini olumsuz etkiler. Bunlardan ba- lerinden sorumlu olmak büyük bir özveri ister. Tarihte liderler
zıları, kişinin kendisini boşlukta hissetmesi, işe yaramaz hisset- devletin geleceği için evlatlarından bile vazgeçmek zorunda kal-
mesidir. Zihnin sürekli bu duygularla meşgul edilmesi de insanı mış, büyük fedakârlıklar göstermişlerdir. Köroğlu’nun üstlendiği
çalışmaktan daha fazla yorar.
sorumluluk bende olsaydı Köroğlu gibi uykularım kaçardı. Bu
özveriyi ortaya koymak birçok insan gibi bana da zor gelebilirdi.
580