Page 577 - Türk Dili ve Edebiyatı 11 Beceri Temelli Etkinlik Kitabı
P. 577

Ortaöğretim Genel Müdürlüğü                         TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 11


                                                CEVAP ANAHTARLARI
               b) Olası Cevap: “Kendi sesini bulmak” ifadesinin özgünlük anla-  2. a) “Sonra aynanın karşısına geçip,  kıvırcık takma saçlarını dü-
                 mına geldiğini düşünüyorum. Başka kişileri, başka fikirleri taklit   zeltmeye başladı.”
                 etmeden, başka ayak izlerine basmadan kendi yolunu bulabil-
                 mektir. Bunu yaparken farklı deneyimlere, fikirlere kapıyı kapat-    “…hem de saçlarını düzelterek, buruşuk elleri ile nişanlarını
                 mamak onlardan da yararlanmak gerektiğine inanıyorum.  yokluyordu.”
             Etkinlik No.: 166                                  “…zayıf ve titrek bacakları ile halı döşeli merdivenden çıkmaya
             1.  Okuduğumuz metinde yazar ile anlatıcı aynı kişidir. Anlatıcı,   başladı.”
               Cemile’nin kocasının kardeşi Seyit’tir. Seyit olayların içindedir ve     “Çok genç olan kırmızı yüzlü, kara bıyıklı olan bu yaverin saç-
               olayları gözlemleyen kişidir. Dolayısıyla metinde kahraman bakış   ları da tıpkı Çar’ınki gibi öne doğru taranmıştı.
               açısı vardır. Bunu, metindeki şu cümlelerden anlayabiliriz:
               Orozmat’ın övgüsünden hoşlanmıştım, koca adam yerine koymuş-  b) Olası Cevaplar:Ben roman kahramanlarının yazarlar tarafın-
               tu beni.                                        dan ayrıntılı olarak betimlenmesini doğru buluyorum çünkü
               Cemile’yi severdim. O da beni severdi.          bu sayede kahramanlar benim gözümde ete kemiğe bürünerek
                                                               somutlaşıyor. Böylelikle yazarın anlattıklarından yola çıkarak
             2.  Olası Cevaplar: Ben, Seyit’in bakış açısıyla anlatılan romanı oku-  kahramanları daha iyi tanımış oluyorum.
               mayı tercih ederim. Çünkü romanı bir çocuğun bakış açısından     Ben  bunu  doğru  bulmuyorum  çünkü  roman  benim  hayal
               okumak bana ilginç gelir.                       dünyamı harekete geçirecek bir üründür aslında. Her ne kadar
               Bence Cemile’nin bakış açısından romanı okumak daha etkileyici   olayı ve kahramanları yazar belirlese de o kahramanları kendi
               olur. Çünkü metinden anladığımız kadarıyla olaylar Cemile’nin   hayal dünyamda şekillendirmek beni daha mutlu eder.
               başından geçmektedir. Cemile’nin olaylar karşısındaki duygu
               ve düşüncelerini merak ettiğim için romanı onun anlatımından   3.  Yazar, olayları oluş sırası içinde aktararak öyküleyici anlatım biçi-
               okumak isterim.                                minden yararlanmıştır. Öyküleyici anlatım biçimi; roman, öykü,
                                                              masal, efsane gibi olaya bağlı metinlerin anlatımı için daha uy-
             3.  Olası Cevaplar: Bir roman yazarı olsaydım romandaki kahraman-  gundur.
               lardan birini anlatıcı olarak seçerdim. Böylece okurun gözünden
               kaçan ayrıntıları daha iyi anlatır, vermek istediğim mesajın daha   4. a) Bu metinde yazar kahraman durumunda değildir ve 3. kişili
               iyi anlaşılmasını sağlardım.                    bir anlatımı benimsemiştir. Bu nedenle gözlemci bir bakış açısı
                                                               söz konusudur.
               Bir roman yazarı olsaydım olayları dışarıdan gözlemleyen bir an-
               latıcıyı tercih ederdim. Böylece okurun hayal gücünü sınırlama-  b) Olası Cevaplar: Ben de olsam romanımı gözlemci bir bakış açı-
               mış, onu tek bir tarafa yönlendirmemiş ve esere kendi yorumunu   sıyla yazardım. Çünkü anlattıklarımın bir anı havasında değil
               katmasını sağlamış olurdum.                     tamamen tarafsız üçüncü bir şahıs tarafından aktarılan olaylar
             4.  Olası Cevap: Kaynanam hâlimden anlar, beni neşelendirmeye ça-  tadında okunmasını isterim.
               lışırdı. Mektubu sandığa koyarken “Ne var? Sevineceğine keder-       Ben olsam 1. kişili anlatımı tercih ederdim. Bu yöntem sayesin-
               lendin! Sadece senin kocanı mı aldılar askere? Üzülen bir tek sen   de okuyucunun, olayları benim bakış açımla görmesini ve an-
               misin sanki? Bütün millet kan ağlıyor. Herkes gibi katlanacaksın.   lattıklarımın daha inandırıcı, daha gerçekçi olmasını sağlardım.
               Senden başka yalnız kalan, kocasını özleyen yok mu? Ne kadar
               üzülürsen üzül, sen sen ol, üzüntünü kimseye belli etme, kendine   Etkinlik No.: 168
               sakla.” derdi.                              1.  Roman kişisinin bir askerin sorduğu —Aç mısın? sorusuna aç ol-
               Bir şey demezdim. İçimden, sessiz ama kederli ve inatçı bir ses   duğu hâlde cevap vermeyip suskun kalışı, onu okurun gözünde
               yükselirdi: “Ah anacığım, anlamıyorsun ki, anlamıyorsun.”  yüceltmektedir. Sadık Turan bu soruya “—Evet, açım.” diye cevap
                                                              vermiş olsaydı belki okur üzerindeki etkisi daha az olacaktı.
             Etkinlik No.: 167
                                                           2.  Teknik olarak kişi ekleri dışında metnin düzenlenmiş biçiminde
             1.  Görme duyusu:                                değişen hiçbir şey yoktur. Fakat insanların hikâyelerinin, duygu ve
                                                              düşüncelerinin doğrudan kendileri tarafından dile getirilmesi her
                “…sisli bir günde, sarayın kapısından saat dokuz buçukta içeri   zaman daha etkileyicidir. Araya bir başkası girmediği için anlatı-
               girdiğinde…”                                   lanlar okura daha gerçekçi ve samimi gelir. Okur bu sayede kendi-
               “…Çar’ın yaverliğine yeni atanmış olan parlak üniforma ve kor-  sini roman karakteriyle özdeşleştirir ve onun hislerine ortak olur.
               donlu bir subay…”                           3.  Olası Cevap: Konuşmak, dertleşmek, anlatmak veya sohbet et-
                                                              mek özellikle bizim kültürümüzde sosyal bir varlık olan insa-
               “Çarnayef de hüzünlü bir yüzle odada aşağı yukarı yürüyor…”  noğlu için en temel ihtiyaçlardan biridir. İnsanı rahatlatır, mutlu
                                                              kılar veya ona derdini unutturur. Duygu yoğunluğu yaşadığımız
               Dokunma duyusu:                                ya da başımızdan geçen iyi veya kötü olayları anlatma ve içimizi
               “…Çar’ın bindiği küçük kızağın ön tarafına oturmuş olan genç   dökme ihtiyacı hissettiğimiz zamanlarda genel olarak bize en ya-
               arabacısı, eksi yirmi derece soğuk ve sisli bir günde…”  kın olanlarla iletişime geçeriz. Sohbet ederiz, görüş alışverişinde
                                                              bulunuruz, karşımızdakinin yol göstermesini beklemeden sadece
               “…çivi kesmekte olan ayaklarıyla titreyerek yere basıp, kızaktan   anlatır veya dinleriz. Yaşadıklarımızı ya da bunlarla ilgili duygu
               indi.”                                         ve düşüncelerimizi anlatmanın, içimizi dökmenin bir başka yolu
                                                              da yazmaktır. Bazen yazarak da rahatlar, mutlu olur, bize üzüntü
               İşitme duyusu:                                 veren şeyleri unuturuz.
               “…bütün halı döşeli koridordan mahmuzlarını şakırdatarak iler-
                                                            Etkinlik No.: 169
               lemeye başladı.”
                                                           1.  Romanda teşhis ve benzetme sanatları fazlasıyla kullanılmıştır.
               “…bütün varlığıyla saygılı olduğunu gösterir bir halde kapıyı ses-  Cümleler uzun olmasına rağmen anlatım akıcıdır. Türk edebiya-
               sizce açıp, içeri girmişti.”                   tında alışık olmadığımız bir üslup kullanılmıştır.


                                                                                                   575
   572   573   574   575   576   577   578   579   580   581   582