Page 8 - Biyoloji 11 | 1. Ünite
P. 8

İNSAN FİZYOLOJİSİ
                  İMPULS OLUŞUMU VE İLETİMİ


                  Canlının iç ortamından ve dış çevresinden gelen değişkenlere uyarı denir. Kan basıncı, sıcaklık, ışık
               gibi uyarılar canlının sinir hücresinde impuls oluşturur. İmpuls, nörondan geçerken elektriksel ve kimyasal
               değişikliklere neden olur.
                  Hücre sitoplazmasını ve hücre dışı ortamı birbirinden ayıran hücre zarı elektriksel bir potansiyel enerjiye
               sahiptir. Zar potansiyeli adı verilen bu elektriksel yük farkı hücre içindeki ve dışındaki anyon ve katyonların
               konsantrasyon farkından kaynaklanır. Hücre içi hücre dışına göre negatiftir. Bu durum hücre içinin negatif,
               hücre dışının ise pozitif kutba sahip elektriksel yük farkı oluşturmasını sağlar. Hücrenin dışında sitoplazma-
                                  +
               ya göre daha fazla Na  iyonları bulunurken sitoplazmada hücre dışına göre daha fazla K  iyonları bulunur.
                                                                                             +
               Hücre içinde anyonların derişiminin katyonlardan fazla olması iç kısmın negatif değerlikli olmasına neden
               olur. Derişim farklılığından dolayı Na  iyonları sürekli hücre içine difüze olurken K  iyonları hücre dışına
                                                 +
                                                                                         +
               difüzyon ile geçer. Bu durumda zar potansiyeli ya da hücre zarının voltaj değeri değişir. Hücre, görevini ger-
               çekleştirebilmek için yoğunluk farkını korumak durumundadır. Bu nedenle sodyum-potasyum pompası
               denilen aktif taşıma metoduyla hücre içi ve hücre dışı yoğunluk farkı korunur. Sodyum-potasyum pompası
               ATP harcayarak görevini gerçekleştirir. Sodyum-potasyum pompasına sitoplazmadaki Na iyonları bağlanır
                                                                                             +
               (1). ATP ile aktifleşen sodyum-potasyum pompası proteininin biçimini değiştirerek Na  iyonlarını hücre
                                                                                             +
               dışına bırakır (2) ve buradan K  iyonlarını bağlar (3). Proteinden fosforun koparılması protein biçimini eski
                                          +
               hâline getirir ve böylece K  iyonları hücre içine alınmış olur (4) (Görsel 1.1.7).
                                      +





















                                 1                  2                   3                4




                                                 Görsel 1.1.7: Sodyum-potasyum pompası
                  Sodyum-potasyum pompası sayesinde vücudumuzun tüm hücrelerinde hücre zarından sodyum iyonları
               hücre dışına taşınırken, aynı zamanda potasyum iyonları da hücre dışından hücre içine pompalanır. Sinir
               hücreleri gibi bazı hücreler hücrenin enerji ihtiyacının yaklaşık %70'ini sodyumu hücrenin dışına ve potas-
               yumu hücrenin içine pompalamak için harcar. Sodyum-potasyum pompasının en önemli işlevlerinden biri
               de hücre hacmini kontrol etmesidir. Bu pompa görevini yapamasaydı vücut hücrelerinin çoğu patlayınca-
               ya kadar şişerdi. Herhangi bir nedenle hücre şişmeye başlarsa sodyum-potasyum pompası sayesinde fazla
               iyonlar hücre dışına atılarak hücrenin su almasının önüne geçilir ve fazla iyonlar dışarı taşınır.




                      20
   3   4   5   6   7   8   9   10   11   12   13