Page 12 - Felsefe 11 | Çalışma Defteri
P. 12

Eşleştirme






                Bilginin doğuştan değil sonradan deneyimler aracılığıy-
                la oluştuğunu belirtir. İnsanın duyu organları vasıtasıyla
                kendi  zihninin  dışında  bulunan  dış  dünyadan  birtakım
          4     izlenimleri deneyimlediğini ve bu izlenimlerden oluşan                   J. J. Rousseau     Ç

                fikirleri zihninde tasarlayarak bilgi edindiğini savunur.
                İnsan zihni, ona göre doğuştan boş bir levhadır (tabula
                rasa) ve insan, deneyimleri sayesinde bu boş levhayı bil-
                gileriyle doldurur.






               İnsanın özgürce davranma yetisine sahip olduğunu belirtir.
               Bu özgürlüğün korunması için güçler ayrılığı ilkesini öne
          5    sürer. Devletlerde yasama, yürütme ve yargı güçlerinin                      K. Marx         D
               bulunduğunu ve özgürlüğü kısıtlamamak için bunların bir-
               birini denetlemeleri gerektiğini belirtir. Görüşleriyle günü-
               müz devlet sistemini oluşturan ve güçler ayrılığını kuram-
               laştıran ilk düşünürdür.






                "İnsan özgür doğar oysa her yerde zincire vurulmuştur."
                der. İnsanların bir araya gelip zorunlu olarak “toplumsal
                sözleşme”  yaptığını  ve  bunun  doğrultusunda  devletin
                kurulduğunu ileri sürer. İlk devletin varlığının başka bir
                devletin oluşmasını sağladığını, devletlerin giderek art-
          6     tığını ve bu durumun da savaşlara sebep olduğunu düşü-                     I. Kant          E
                nür. Haksızlık durumlarına çözüm olsun diye oluşturulan
                toplumsal sözleşmenin insanları köleleştirdiğini belirtir.
                Geriye yani doğal duruma dönüşün mümkün olmadığını
                söyler. Yapılması gereken şey, doğal yaşama uygun olan
                yasaların çıkarılmasıdır. Medeni toplumun yasalarla dü-
                zenli bir bütün oluşturabileceğini düşünür.



                 Bütün varlıkların tek bir özden bir yasa dâhilinde var
                 olduğunu söyler.  “Tanrı”, “geist”, “fikir”, “akıl” veya
                 “tin” kavramları mutlak olanı temsil eder. Tin, ilk başta
                 kendiyle özdeş ve kendisi için varlıktır. Tin, bu aşama-
                 da kendini tanımamaktadır. Kendini tanıyabilmesi için

          7      kendi olmayanda kendini görmelidir. Kendi olmayan                     Montesquieu          F
                 karşıtıdır. Tinin karşıtı doğadır. Doğaya ve evren olmaya
                 dönüşen tin burada kendini yitirmiştir. Yitirileni çekip
                 koparmak yeni bir dönüşümü gerektirir. Amacı kendini
                 tanımak olan tin, doğayı yeni bir dönüşüme zorlar. Tin
                 ve doğa uzlaşır. Sentezlenen yeni durum, tin ve doğanın
                 mükemmel uyumu olan insandır. İnsanlık tarihi, tinin
                 kendini bulup tanımasının zeminidir.





                                            ORTAÖĞRETİM     12 FELSEFE-11
                                        GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
   7   8   9   10   11   12   13   14   15   16   17