Page 113 - Türk Dili ve Edebiyatı 10 | Kavram Öğretimi Kitabı
P. 113
Ortaöğretim Genel Müdürlüğü
55 TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 10 Öğretim Programları ve Ders Kitapları Daire Başkanlığı
Kavram Öğretimi
5. ÜNİTE : ROMAN > Roman > Tanzimat Dönemi Romanı
Kavram : Roman
Genel Beceriler : Bilgi Okuryazarlığı
Alan Becerileri : Yazma Becerisi
Çalışmanın Adı ROMANDA ACEMİLİK YILLARI 20 dk.
Çalışmanın Amacı Tanzimat Dönemi romanıyla ilgili çıkarımlarda bulunabilme.
Yönerge: Aşağıdaki bilgi grafiğinden (infografikden) yararlanarak soruları cevaplayınız.
Tanzimat Dönemi Romanlarından Kısa Kısa
Türk edebiyatında roman türünün serüveni çeviri eserlerle başlamıştır. Bu eser, edebiyat
1 tarihimize ilk roman çevirisi olarak geçer. Bu çeviriyi başka çeviriler izleyecek, roman
türü gazete tefrikalarıyla (bölüm bölüm yayımlama) halka ulaştırılacaktır.
Roman tekniği açısından zayıf olsa da edebiyatımızın ilk yerli roman denemesi kabul
edilir. Olaylar İstanbul’da geçer ve olayların anlatımında çokça tesadüfe yer verilir.
Romanda hüsranla biten bir aşk anlatılmaktadır. Görücü usulüyle evliliğin yerildiği 2
romanda başka toplumsal meselelere de değinilir. Osmanlı toplumunun Batı’yla
tanışmaya başladığı bir zaman dilimini yansıtan romanın dili dönemine göre sadedir.
Eser, edebiyatımızın ilk edebî romanıdır. Olaylar İstanbul’da geçer. Mirasyedi bir tip olan
Ali Bey’in başından geçenler anlatılır. Eserde olay örgüsündeki tesadüfler dikkat çeker.
Yazar, roman kişilerini anlatırken taraflı davranır; olaylara müdahale eder. Kişiler tek
3 yönlüdür; iyiler hep iyi, kötüler hep kötüdür. Kötüler romanın sonunda cezalandırılır.
Betimlemeler süslü ve uzun cümlelerle yapılmıştır ve romanla tam bir bütünlük
göstermez. Romanın “Son pişmanlık fayda vermez.” cümlesiyle bitirilmesi toplumu
yönlendirme kaygısıyla yazıldığını gösterir. Eserde Batı'yla tanıştığımız yıllar anlatılır.
Romanın başkişisi, Osmanlı-İran savaşlarında kahramanlıklar gösteren bir askerdir. Aşk
temasının da işlendiği romanda kahramanlıklar, duygular ve hayaller eşliğinde anlatılır. 4
İlk tarihî romanımızdır. Romanda tarihî kişilere de yer verilir.
Roman iki tipin karşılaştırılması üzerine kurulmuştur. Bunlardan birisi Batılı gibi yaşamaya
çalışan, kulaktan dolma Fransızca sözcükleri yerli yersiz kullanan bir tiptir. Diğeri ise kendi
5 kültürünü benimsemiş, çalışkan, dürüst, bilgili, görgülü bir tiptir. Yazar bu tiplerden birini
yererken diğerini yüceltir. Yanlış Batılılaşmayı eleştirir. Zaman Tanzimat Dönemi'dir. Dili
dönemine göre yalındır.
Romanda esir kız Dilber’in başından geçenler anlatılır ve olaylar acı bir sonla bitirilir. Olaylar
genellikle İstanbul’un konaklarında geçer. Çevre betimlemeleri, olaylar ve kişilerle uyumludur. 6
Gerçekçi bir bakış açısıyla yazılmıştır. Yazarın kişileri taraflı anlatması kimi zaman romanın
gerçekçiliğine gölge düşürmüştür. Kölelik ve aşk temaları işlenmiştir.
Sevetifünun dergisinde tefrika edilmiştir. Yazar, Batı kültürüne özenen Bihruz Bey’i mizahi bir
7 dille hicveder. Mekân İstanbul’dur. Bihruz Bey şık giyinen, konuşmaları arasına Fransızca
kelimeler karıştıran, sorumsuz, şımarık, hayatın gerçeklerinden kopuk bir tiptir. Yazar olayları
gerçekçi bir bakış açısıyla anlatır. Yanlış Batılılaşma eleştirilir.
Romanın teması kıskançlıktır. Çevrenin ve kalıtımın romanın başkişisinin kaderi üzerinde
etkili olduğu tezi tarafsız bir gözle anlatılır. Mekân olarak İstanbul kullanılmıştır. Zaman Batı’yla 8
tanıştığımız yıllardır. Romanın dili yabancı sözcüklerle yüklüdür ve betimlemeleri süslüdür.
110