Page 34 - Felsefe 11 | Kavram Öğretimi Kitabı
P. 34
Kavram Öğretimi 18
FELSEFE 11
2. ÜNİTE : MS 2. YÜZYIL-MS 15. YÜZYIL FELSEFESİ > 2.2. MS 2. Yüzyıl-MS 15. Yüzyıl Felsefesinin Ayırıcı Nitelikleri > Hristiyan
Felsefesinin Temel Özellikleri ve Öne Çıkan Problemleri
Kavram : Akıl
Genel Beceriler : Eleştirel Düşünme Becerisi
Alan Becerileri : Felsefi Okuryazarlık Becerisi, Akıl Yürütme Becerisi
Çalışmanın Adı BENİM AKLIM HANGİSİ? 20 dk.
Çalışmanın Amacı “Akıl” kavramının tarihsel süreçte yüklendiği faklı anlamları ayırt edebilme.
Yönerge: Aşağıdaki metinde verilen akıl tanımlarını okuyarak soruları cevaplayınız.
BENIM AKLIM HANGISI?
Aristoteles (MÖ 384-322): Akıl, etkin (faal) ve edilgin (pasif) olmak üzere ikiye ayrılır. Edilgin akıl duyu-
larla elde edilen verileri derleyip düzenler. Etkin akıl ise bu verileri sorgulama, düşünme ve yorumlama
yöntemiyle bilgi haline sokar.
Augustinus (354-430): İnanç ve akıl, bilginin zorunlu iki ögesidir. Hakikatin kendisi Tanrı, hakikati bize
sunan da İsa ve onun Kutsal Kitap’taki sözleridir. Hakikate sahip olabilmek için bunlara inanmak, inanır-
ken de sözlerin anlamını kavramak gerekir.
Fârâbî (870-950): Maddi dünyada insanın düşünme yetisi olan akıl, “amelî” ve “nazari” olmak üzere iki-
ye ayrılır. Amelî akıl, insana özgü her türlü davranışı ortaya koymada etkendir. Nazari akıl ise nefis cev-
herinin gelişip olgunlaşarak akıl cevherine dönüşmesinden ibarettir. Duyulardan elde edilen izlenimler
nazari akıl tarafından üç aşamada değerlendirilir ve her aşaması bir akıl olarak isimlendirilir. Bunlar güç
hâlindeki (bilkuvve) akıl, fiil hâlindeki (bilfiil) akıl, kazanılmış (müstefad) akıldır. Metafizik varlık dünyası
ile fiziki varlık dünyası arasında âdeta bir köprü görevini gören akıl ise faal akıldır. Aklı bir insanın sahip
olabileceği en yüce değer olarak benimseyen Farâbi, yalnızca aklı değil onu veren Tanrı’yı da kutlu
görür.
J. Locke (1632-1704): Locke’a (Lak) göre bilginin kaynağı deneysel tecrübedir. Bilgilerimizin doğuştan
gelmediğini, deneyimler sonucunda kazanıldığını savunur. Ona göre akıl her konuda nihai yargıç ve yol
gösterici olmalıdır. Locke için akıl, doğuştan pratik ya da teorik ilkelere sahip değildir. Akıl, Tanrı tarafın-
dan yalnızca insana verilen bilme yetisidir.
I. Kant (1724-1804): Akıl; duyularla elde edilen ve anlama yetisi tarafından sentezlenen veya terkip
edilen malzemenin, düşüncenin en yüksek birliği altına sokulması işiyle uğraşır. Kant’a (Kant) göre bil-
gilerimiz deneyden kaynaklanır. Ancak yalnızca deney bilgi elde etmek için yeterli değildir. Akıl düşünür
fakat bu düşünme faaliyeti anlama yetisinin gelen malzeme üzerine bir düşünme, akıl yürütme ve sonuç
çıkarma faaliyetidir. İnsanın doğadan duyu organlarıyla aldığı verileri birleştirme yetisi, basit ideleri bir-
leştirerek kompleks ideler meydana getirir. Soyutlama yetisiyle insan zihni genel kavramları gösteren
genel sözcüklere yükselir.
Hegel (1770-1831): Akıl, tarih içinde gelişen, bireysel ve sosyal hayatın farklılaşan koşullarından her
daim etkilenen bir şeydir. Akıl yoluyla varlığa yaklaşıp onu kavradığımızı sanırız, oysa akıl varlık yoluyla
kendini kavrar ve kendine döner. Akla uygun olan gerçek, gerçek olan akla uygundur.
1. Siz aklı nasıl tanımlarsınız? Yazınız.
2. Metinde verilen akıl tanımlarından hangisi ya da hangileri sizin akıl tanımınıza uygundur? Neden?
3. Düşünürlerin yaşadıkları dönemler dikkate alındığında akıl kavramına yükledikleri anlamlar nasıl
farklılık gösterir? Açıklayınız.
31
Hazırlayan: Ufuk ERTEKİN