Page 67 - Felsefe 11 | Kavram Öğretimi Kitabı
P. 67

37      FELSEFE 11
                 Kavram Öğretimi
          4. ÜNİTE    : 18. YÜZYIL-19. YÜZYIL FELSEFESİ > 4.2. 18. Yüzyıl-19. Yüzyıl Felsefesinin Ayırıcı Nitelikleri > 18. Yüzyıl-19. Yüzyıl
                       Felsefesinin Temel Özellikleri ve Öne Çıkan Problemleri
          Kavram      : Aydınlanma
          Genel Beceriler  : Eleştirel Düşünme Becerisi
          Alan Becerileri  : Sorgulama Becerisi

          Çalışmanın Adı                       AKLIMIN IŞIĞINI AÇTIM                             20 dk.
          Çalışmanın Amacı  "Aydınlanma" kavramını açıklayabilme.

          Yönerge:  Aşağıdaki metni okuyarak soruları cevaplayınız.

             İçimdeki ses, seninle konuşuyorum! Hazır bir kültürün içindeyim, öğreniyorum, dilim var, konuşuyo-
             rum, paylaşıyorum. Sudaki balık gibiyim; içine doğduğum kültürün gelenek, değer ve inançlarından
             besleniyorum. Tüm bunlar beni şekillendiriyor. Bazen kendime “Ben, oluşumda etkisiz bir varlık
             mıyım?” diye soruyorum.
             Tramvaydayım, başımda bekleyen amcaya yer vermeliyim. Biliyorum, yorgunum ama kalkacağım.
             Sence ne düşündüğümü anlıyor mudur? Gece geç saate kadar ders çalıştığımı, yorgun olduğumu
             düşünüyor mudur? Öğrendiğim her şey bana kalkmam gerektiğini söylüyor. Sence ne yapsam içim-
             deki ses? Ne? Neden sürekli “Aklının ışığını aç, deyip duruyorsun ki? Çantamdaki kitaptan rastgele
             bir sayfa açsam olmaz mı? Fal gibi…
             Sayfanın ucu neden kıvrılmış? “Yüreklice Düşün!”  Nasıl bir başlık bu? Sanki bana seslenmiş!
             Eyvah, başımda bekleyen amca da göz ucuyla okuyor! Konuşmaya başlarsa görmezden gelemem,
             kalkmak zorundayım.
           — Güzel  bir  başlık.  ‘’Yüreklice  Düşün!’’  Horatius’un  bir  şiirinden  alınmış.  Bu  başlık  aydınlanmanın
             sloganıymış. Alman filozofu İmmanuel Kant “Aklını kullanma cesaretine sahip ol! Yüreklice düşün!
             Korkma, cesur ol, sunulanla yetinme, aslını öğren!” diyormuş. Kant’ın görüşlerini irdelediğimizde
             “Aydınlanma insanın kendi suçu ile düşmüş olduğu bir ergin olmama durumundan kurtulmasıdır.”
             şeklindeki tanıma rastlarız. Sakın, Kant’ın seni suçladığını düşünme!  Kant, aklını kullanma cesare-
             tini gösteremeyen insanları yetişkin insan olarak görmez. Sen ne anladın Kant’ın söylediklerinden?
           — Aklımı cesurca kullanmam gerektiğini anladım.
           — Doğru anlamışsın. Eğer konu ilgini çektiyse Anadolu Üniversitesi durağına kadar seninle aydınlan-
             ma hakkında sohbet etmek isterim.
           — Çok mutlu olurum. Konu fazlasıyla ilgimi çekti.
           — Yaşadığımız dönemi de düşündüğümüzde insanın dünyadaki anlamı ve yeri önemli bir felsefi so-
             rundur.  Aydınlanma, insanın kendi hayatına dair anlam ve düzen arayışını da içeren bir kavram-
             dır. İnsan bu düzeni gelenek, inanç ve kültürün dışında aklını kullanarak oluşturmaya çalışmıştır.
             Aydınlanma insan aklının doğa üstündeki egemenliğini  kültür dünyasına taşımak ister. Bu yolla
             entelektüel bir kültür oluşturmayı amaçlar.
           — Peki, niçin entelektüel bir kültür oluşturmayı amaçlamışlar?
           — İnsanın akıl yoluyla geleneklerden ve geleneklerin etkisinden kurtulacağını, kaderini kendi çabası ile
             çizip özgürlük ve mutluluğu yakalayacağını düşünmüşler. İnsanlığın sürekli ilerleyeceğine ve ente-
             lektüel bir kültürde birleşeceğine inanmışlar. Anlattıklarım içinde özellikle dikkatini çeken bir şey oldu
             mu?
           — Aydınlanmanın tanımı bana aklın kullanımının tanımı gibi geldi. Korkma, cesur ol, verilenle yetinme,
             aslını öğren! Tüm bunlar aklın yapması gereken şeyler gibi, insan aklını kullandığında içinde bulun-
             duğu kalıplar ile çatışmaz mı?
           — İlerlemenin doğasında çatışma ve uzlaşma bulunmuyor mu?
           — Oturmak ister misiniz?
           — Gelenek, ahlak ve öğrendiklerimiz oturmamı söylüyor ama aklım oturma diyor. Sen yorgun görü-
             nüyorsun. Ayrıca kalkarsan sohbet bölünecek ve ben pencereden sonbahar ışığını izliyor olmaktan
             memnunum. Hem yorulduğumda senden yer vermeni isteyebilirim.
           — Peki, nasıl isterseniz. Sonbahar ışığı çok güzel. Amca isminiz nedir?
           — Turan. Senin adın ne oğlum?
           — Mahir. Dedem koymuş ismimi.

          64
   62   63   64   65   66   67   68   69   70   71   72