Page 18 - Türk Dili ve Edebiyatı 11 | 6.Ünite
P. 18
6. Ünite
“Ya kimin vazifesi amirim?”
Emniyet Müdürü duymazlıktan geldi. Adamın aklından zoru yok denemezdi. Komisere bir işaret,
başta Murtaza, şikâyetçileri falan çıkardı. Emniyet Müdürü ile Fen Müdürü yalnız kalmışlardı. Fen Mü-
dürü makaraları koyverdi, uzun uzun güldükten sonra tıpkı Murtaza gibi, “Ya kimin vazifesi amirim?”
dedi.
Emniyet Müdürü karakolun harap döşeme tahtaları üzerinde köşeden köşeye gidip geliyordu. Ne
yapmalıydı bu zırrıkı adamı? Fen Müdürü’nün mahallesine vermekle de olmazdı. Bir bekçi kendinde
böylesine büyük bir yetki görmemeliydi. Bekçi bekçiydi, devlet başkanı değil.
Fen Müdürü tam zamanında sordu:
“Ne yapmak niyetindesin bu adamı?”
Emniyet Müdürü içini çekti:
“Ben de onu düşünüyorum.”
“Deli bu be... ha?”
“Belki tam deli değil. Şu hani bir şövalye vardı.. İspanyol...”
“Evet, Don Kişot...”
“Don Kişot’a benziyor. Mahalleli şikâyette haklı. Buradan alıp senin mahalleye vermeyi düşünmüş-
tüm, ama olmaz.”
“Niçin?”
“Herif bekçi değil, Türkiye Cumhuriyeti’ni toptan disipline sokmaya memur biri nerdeyse, bir dik-
tatör. Sana ne mahallelinin erken ya da geç yatmasından?”
Fen Müdürü:
“Dur,” dedi, “dur...”
“Hayrola?”
“Aklıma bir şey geldi.”
“Ne?”
“Bu adamı bana ver.”
“Ne yapacaksın?”
Fen Müdürü kafasında iyice toparladıktan sonra:
“Benim fabrikanın gece kontrolörü yaparım. Fabrika içlerini dolaşır benim eski kontrolör Nuh’la
birlikte...”
Emniyet Müdürü şöyle bir düşündü, fena olmazdı galiba. Komiser’e gereken talimatı verir, tereya-
ğından kıl çeker gibi, şişi ya da kebabı yakmadan...
“Oldu,” dedi.
Komiser kapı yanında konuşulanları dinliyor, gülümsüyordu. Emniyet Müdürü:
“Gururunu okşayıp istifayı bastırırsın. Oldu mu?”
“Emredersiniz beyefendi...”
(...)
Ustalar çıkıp gittikten sonra Fen Müdürü, “E...” dedi. “Gezip dolaştın mı bakalım?”
172