Page 30 - Türk Dili ve Edebiyatı 11 | 7.Ünite
P. 30

7. Ünite



                Haklarınızı onlara çiğnetmeyin ama kavga da etmeyin.
                Anlatım bozukluğunun nedeni:

                Cümlenin düzeltilmiş hâli:


                Elbisenin iki günlük işi varmış kaldı ki benim vaktim yok.
                Anlatım bozukluğunun nedeni:

                Cümlenin düzeltilmiş hâli:


                Araba fiyatları çok pahalı olduğu için satışlar oldukça durgun.
                Anlatım bozukluğunun nedeni:

                Cümlenin düzeltilmiş hâli:


                2. Aşağıdaki parçada geçen birleşik kelimeleri tespit ederek bunların yazımıyla ilgili kuralları be-
                  lirtiniz.
                  NERİMAN — Allah kahretsin, gündüzki esvapları, kıyafetleri de neydi! Oteldeki halktan utandım. Hazır
                  elbise satan bir mağazadan alıp sırtlarına geçirmişler!
                  SEYFEDDİN — Vapurda, trende ikinci mevkide seyahat ediyorlarmış. Burada da adını kimsenin bilme-
                  diği han gibi bir otele inmişler. Tamamıyla aç adamlar!

                  FUAT — Aç adamın mutlaka kendisini satması mı icab eder? Paranın tadını alan toklar daha çok satılık
                  oluyorlar. Evet, üstleri başları ve buradaki vaziyetleri çok mütevazı. Fakat Ankara’nın içinde bulunduğu
                  vaziyeti unutmayalım. (...)
                  SEYFEDDİN — Oğlum, bunlar bizim düşüneceğimiz bir mesele değil. Biz bu işte kendi menfaatımızı
                  düşünüp müdafaa etmeliyiz. Bu iş istediğimiz şekilde olursa ekalli altmış bin lira komisyon var!

                  NERİMAN — Beyefendiye bugünlerde bir vatanperverlik âriz oldu. Nihayet ben de vatanıma düşman
                  değilim. Fakat iş iştir. Baba, başka bir grupla anlaştıklarına ihtimal veriyorsun. Şu halde onları bırakıp
                  bizimle anlaşmaları da pekâlâ kabildir.

                3. Aşağıdaki parçada noktalama işaretlerinin kullanım amaçlarını belirleyiniz.
                                                       DELİ ÇAVUŞ

                  Bak, (...) işte Kaymakam Bey geliyor. Ekrem Yüzbaşı da yanında. Gel buraya, gel bre kardeş. Getirdikle-
                  rine bak. (...) Tek sıra olmuşlar, hepsinin elleri bağlı, hepsi de perişan. Ekrem Yüzbaşının da tabancası
                  elinde.

                                                     TAHRİRAT KÂTİBİ
                  Gördüm, gördüm. Kaymakam Bey fena kızmışa benziyor. Doğrusu bu heriflerin yerinde olmak iste-
                  mezdim.
                                                       DELİ ÇAVUŞ

                  Kaymakam Bey bir şeyler söylüyor, aç şu balkon kapısını da duyalım.
                  (Kapı açılır, Kaymakamın sesi gelir. Bu sesin mesafe farkı ile ayarlanmasına lüzum yoktur. Hatta nor-
                  malden daha yüksek olması iyi olur.)
                                                    KAYMAKAMIN SESİ

                  Sol... sol... sol... Sakallı hizayı bozuyorsun. Şimdi kamçıyı kafana yiyeceksin. Sol... sol... sol...




         226
   25   26   27   28   29   30   31   32   33   34   35