Page 28 - Türk Dili ve Edebiyatı 11 | 7.Ünite
P. 28
7. Ünite
Temel Tiyatro Terimleri
adaptasyon: 1. Yabancı dille yazılmış bir oyunu, yerel koşullara uy-
gun biçimde kendi diline çevirme, uyarlama. 2. Bir romanı ya da
öyküyü sahne için yeniden düzenleme, uyarlama.
aksesuar: Oyuncunun dekor gereği kullandığı eşyalar, dekora yar-
dımcı sahne eşyaları.
dekor: Oyunun geçtiği yeri canlandırmak için kullanılan ışık, eşya
gibi araçların tümü.
diyalog: Oyunda iki ya da daha çok kişinin konuşması.
figüran: Genellikle tiyatro ve sinemada, konuşması olmayan veya ko-
nuşması çok az olan rollere çıkan kimse.
jest: Rol gereği yapılan el, kol ve beden hareketleri.
kostüm: Oyunda rol gereği giyilen kıyafetlerin genel adı.
kulis: Sahne gerisinde oyuncuların oyuna hazırlandıkları ve sahneye
çıkış sırasını bekledikleri yer.
makyaj: Oyuncunun rolüne uygun olarak yüze şekil verme, yüzü bo-
yama işlemi.
meclis: Bir oyunun içinde -kişilerin sahneye girişleri ve çıkışlarıyla bö-
lümcük adını alan- en küçük parça, sahne.
mimik: Duygu ve düşünceleri yüz ifadeleri ile yansıtma işi.
monolog: Oyunda tek kişinin kendi kendine konuşması, dışa verilen
iç ses.
pandomim: Düşünceleri ve duyguları kimi kez müzik, kimi kez çeşitli
eşyalar eşliğinde, bazen dansla ya da gövde ve yüz hareketleriyle
yansıtmayı amaçlayan sözsüz oyun.
perde: 1. Bir tiyatro eserinin büyük bölümlerinden her biri. 2. Sahneyi
seyirciye açan ve kapatan kumaş parçası.
piyes: Oyun.
replik: 1. Oyuncunun, sözü karşısındakine bırakırken söyleyeceği son
söz. 2. Diğer oyuncunun sözüne göre verilmesi gereken karşılık.
rol: Canlandırılan kişiliği ortaya çıkaran söz ve davranışlar.
sahne: 1. Bir tiyatro metninde baş oyun kişisinin ya da önemli kişilerin
yönelişlerini başlatıp bitiren kesim. 2. Bir tiyatro yapısında oyuncu-
ların oynamaları için özel olarak yapılmış ve genellikle yükseltilmiş
oylum ya da alan.
suflör: Perde gerisinde oyunu metinden takip eden ve unutulan söz-
leri fısıldayarak oyunculara hatırlatan görevli.
tirat: Oyunda kişilerin birbirlerine karşı söylediği uzun soluklu, coş-
kulu sözler.
tuluat: Metin dışı, o an akla geldiği gibi hareket etmek, söz söylemek,
doğaçlama.
224