Page 5 - Türk Dili ve Edebiyatı 12 | 7.Ünite
P. 5
SÖYLEV
Türk milletine çok yakışan bu ülkü, onu bütün beşeriyette hakikî
huzurun temini yolunda, kendine düşen medeni vazifeyi yapmakta,
muvaffak kılacaktır.
Büyük Türk milleti!
On beş yıldan beri, giriştiğimiz işlerde muvaffakiyet vaadeden çok
sözlerimi işittin. Bahtiyarım ki, bu sözlerimin hiçbirinde milletimin,
hakkımdaki itimadını sarsacak bir isabetsizliğe uğramadım. Bugün,
aynı iman ve katiyetle söylüyorum ki, millî ülküye, tam bir bütün-
lükle yürümekte olan Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün
medeni âlem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır. Asla şüphem
yoktur ki, Türklüğün unutulmuş büyük medeni vasfı ve büyük mede-
ni kabiliyeti, bundan sonraki inkişafı ile atinin yüksek medeniyet uf-
kunda yeni bir güneş gibi doğacaktır.
Türk milleti!
Ebediyete akıp giden her on senede, bu büyük millet bayramını
daha büyük şereflerle saadetlerle huzur ve refah içinde kutlamanı
gönülden dilerim.
Ne mutlu Türk’üm diyene!
Mustafa Kemal ATATÜRK, Meclis Konuşması
METİNDE GEÇEN BAZI KELİME VE KELİME GRUPLARI
ati : Gelecek. mamur : Bayındır.
beşeriyet : İnsanlık. muvaffakiyet : Başarı.
itimat : Güven. müspet : Pozitif.
inkişaf : Gelişme. mütemadiyen : Ara vermeden, sürekli olarak.
katiyet : Kesinlik. terakki : İlerleme, yükselme, gelişme.
METİN VE TÜRLE İLGİLİ AÇIKLAMALAR
Okuduğunuz metin, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün 1919 ile 1927
yılları arasındaki dönemi anlattığı Nutuk adlı eserinden alınmıştır. Bu metin, Atatürk’ün Cumhuri-
yet’in kuruluşunun onuncu yılı dolayısıyla yaptığı Onuncu Yıl Nutku olarak tarihe geçen konuşması-
dır. Okuduğunuz metinde Atatürk, Türk ulusunun akıl ve bilimin ışığında her zaman her çağa ayak
uyduracağını, çağdaş ve ileri medeniyetler seviyesine ancak ilim, kültür, fen ve sanat ile ulaşacağını
belirtmiştir.
Söylev, bir topluluğun önünde bir düşünce ve inancı savunmak, savunulan bu düşünce ve inancı o
topluluğa aşılamak amacıyla yapılan konuşma türüdür. Eskiden bir topluluk karşısında söz söyleme-
nin ilke ve kurallarını belirleyen sanata hitabet, bu sanat doğrultusunda konuşan kişiye de hatip de-
nirdi. Hatip; kalpleri aynı duygularla çarpan ortak ruha seslenen, sadece zihinleri değil kulakları ve
gözleri de etkileyen, inandırıcı olabilmek için samimi davranan kişilerin özelliklerine sahiptir.
Söylev; her yüreğe işleyen, etkili ve hitap edilen kitlenin anlayabileceği bir anlatım özelliği taşır. Bu
konuşma türünde açıklama, tartışma, kanıtlama gibi anlatım biçimleri kullanılırken örnekleme, ta-
nık gösterme, benzetme, tanımlama gibi düşünceyi geliştirme yollarından yararlanılır. Söylevlerden
komutanların askerlere cesaret vermek için yaptıkları konuşmalara askerî söylev, politikacıların ka-
palı ya da açık mekânlarda yaptıkları konuşmalara siyasi söylev, camilerdeki dinsel amaçlı konuşma-
lara dinî söylev denir.
Okuduğunuz metin, konusu yönüyle siyasi bir söylev örneğidir. Siyasi söylevcinin önemli bir özelli-
ği, tarihini ve toplumunu yakından tanımasıdır. Atatürk de Nutuk adlı eserinde Türk toplumunun de-
ğerlerine dikkat çekerek bu türün başarılı bir örneğini vermiştir.
263