Page 22 - Türk Dili ve Edebiyatı 9 | 5.Ünite
P. 22

5.  Ünite




               Ayakkabılarım da yok! Kaldırmışlar! Saklamışlar! Anlıyorum! Ama paltom işte şurada, görmemişler!
               Çok şükür, paralar da masanın üzerinde! İşte senet de burada! Paraları alıp giderim, başka bir daire
               tutarım kendime, beni bulamazlar!.. İyi ama, ya adres bürosu?.. Bulurlar! Razumihin bulur! En iyisi
               tümden gitmek... Uzaklara... Amerika’ya... (...) Senedi de almalı... Orada işime yarayabilir. Başka ne al-
               sam acaba? Hasta olduğumu sanıyorlar benim! Kalkıp yürüyebildiğimden haberleri yok! Hah-hah-ha!
               Her şeyi bildiklerini gözlerinden anladım! Yalnız, şu merdivenlerden nasıl ineceğim? Ya aşağıya bir
               gözcü, bir polis diktilerse! (...)
                  (...)  Yatıp üstüne yorganı çekti. Zaten dağınık, kopuk düşüncelerle dolu olan kafası tümden
               bulutlandı. Büyük bir zevkle başını yastığa bırakıp, yırtık paltosu yerine üzerine örtülmüş bulunan
               yumuşacık yorganına sarıldı, hafifçe iç çekip derin, sağlıklı bir uykuya daldı.
                  Odasına  birinin girmesiyle  uyandı;  gözlerini  açtı,  Razumihin’i  gördü.  Razumihin  kapıyı ardına
               kadar açmış, eşikte duruyordu: İçeri girip girmemekte kararsız gibiydi. Raskolnikov hızla yatağında
               doğruldu, bir şeyler hatırlamak istercesine Razumihin’e baktı.
                  — Demek uyumuyorsun? Öyleyse, giriyorum içeri! Merdivenlerden aşağı bağırdı:
                  — Nastasya, paketi getirsene! Şimdi hesabını veririm!..

                  Raskolnikov ürkek bakışlarla çevresini süzerek:
                  — Saat kaç? diye sordu.

                  — Esaslı uyudun, kardeş: akşam oldu, saat neredeyse altı olacak... Altı saatten fazla uyudun.
                  — Aman Tanrım! Ne yapmışım ben?
                  (...)

                  Raskolnikov, düşünceye daldı. Bir düştü sanki bütün bu olup bitenler, tek başına hatırlayamıyor,
               soran gözlerle Razumihin’e bakıyordu.
                  Sürekli bu bunalım hâlinden usanan Raskolnikov, suçlulara has psikolojiyle; belki de yakalanmak,
               rahatlamak amacıyla cinayet işlediği eve geri döner. Evde tamir işleriyle uğraşan işçiler, yankesici
               olduğunu düşünerek onu dışarı atarlar. Eve dönüş yolunda bir kazaya şahit olan Raskolnikov, ya-
               ralanan Marmeladov’u evine kadar götürür ve orada Marmeladov’un kızı Sonya ile tanışır. Sürekli
               izlendiğini düşünen Raskolnikov, bu tedirginlikten kurtulmak için işlediği cinayeti Sonya’ya anla-
               tır. Nitekim kurnaz bir adam olan Komiser Porfiri Petroviç, cinayeti Raskolnikov’un işlediğinden
               şüphelenmektedir. Sonya, Raskolnikov’dan vicdanının huzur bulması için suçunu itiraf etmesini ister.
               Raskolnikov, Sonya’nın bu sözüne uyarak karakola gider ve yaşlı kadın ile kardeşini öldürdüğünü iti-
               raf eder. Raskolnikov, yedi yıl hapis cezasına çarptırılır ve cezasını çekmek üzere Sibirya’ya gönderi-
               lir. Sonya da onun peşi sıra Sibirya’ya giderek mahkûmların bulunduğu yakın bir yere yerleşir. Hem
               mahkûmlar hem de onların eşleri tarafından sevilen ve herkesin küçük Sonya diye hitap ettiği Sonya,
               hapisten çıkana kadar Raskolnikov’u bekleyecektir.

                                                         Dostoyevski, Suç ve Ceza, Çeviren: Mazlum Beyhan


                  Suç ve Ceza adlı metni Yaprak Dökümü ve Küçük Ağa adlı metinlerle tür, biçim, üslup ve içerik açı-
               sından karşılaştırınız.





                                   Yaprak Dökümü ve Küçük Ağa adlı romanları okuyunuz.






      162
   17   18   19   20   21   22   23   24   25   26   27