Page 13 - Türk Dili ve Edebiyatı 9 | 6.Ünite
P. 13

Tiyatro




                                                   KAYNANA CİĞERİ
                                         KİŞİLER
                    2. Metin
                                      Sahneye giriş sırasıyla:
                                      Gelin: Evin gelini
                                      Kaynata: Gelinin kaynatası
                                      Kaynana: Gelinin kaynanası
                                      Görümce: Gelinin görümcesi
                                      Efendi: Gelinin kocası
                                      İmam: Mahallenin hocası
                  (Dekor: Bir tel dolap. Sağda: Bahçeye açılan kapı ile pencere. Solda: Evin içine geçilen kapı.
               Kapıların sadece çıtalardan yapılması yeterlidir. Sabahın ilk saatleri, ev halkı uykudan kalkmak-
               tadır.)
                  Evin gelini bir sabah erkenden kalkar, eşinin kahvesini pişirmek için mutfağa girer, o anda bir
               kedinin mutfak penceresinden bahçeye atladığını ve tel dolabın kapağının açık olduğunu görür.
               Gelin, tel dolabın içine bakar ve kedinin önceki gün eşinin getirdiği ciğeri yediğini anlar. Eşinin
               kendisini bu yüzden boşayacağını düşünerek büyük bir korkuya kapılır.
                  Aşağıdaki metin gelin, kaynana ve görümcenin gördükleri rüyaları birbirlerine anlattığı bö-
               lümden alınmıştır.
                  (...)

                  Gelin — Anneciğim, bu sabah tam mutfağa girdim!..
                  Kaynana — Neyse! Hemen lafa başlama! Söyle bakayım, dün gece ne rüya gördün?

                  Gelin — Dur bakayım?.. Ah, anneciğim, az kaldı unutacaktım! Dün gece rüyamda iki dizi kırmızı
               biber gördüm!..

                  Kaynana — Nerede?
                  Gelin — Tavanda asılıydı!..

                  Kaynana — Hayırdır inşaallah! Kaç kez söyledim! Gördüğün rüyayı anlatmadan işe başlamak iyi
               değildir diye... Tavanda asılıydı... Sonra?
                  Gelin — Sonrası bu işte! İki dizi kırmızı biber gördüm. Tavanda asılıydı (Tavana bakarak) şurada,
               ocağın yanında...
                  Kaynana — Dur bakayım?!.. Kırmızı biber! görmek iyi değildir! Acı söz! Yeşil görsen murat sayılır.
               Ama kırmızı biber acı söz! Sonra?.. Başka ne gördün? İnsan rüyasını hemen anlatmazsa, hem unutur!
               Hem de anlatmazsa, o gün işinin nasıl gideceğini de bilemez!
                  Gelin — (Heyecanla) Ah, rüyam çıktı! Vallahi çıktı!..

                  Kaynana — Dur bakayım! Hemen nereden anladın çıktığını? Hayra yor! Hemen çıktı deme! Anlat
               başka ne gördün?

                  Gelin — Ah, ben şimdi ne yapayım?
                  Kaynana — Teker teker anlat kızım! Laf karıştırma! Anlat, nasıl gördün?

                  Gelin — Mutfakta! Ocağın üstünde asılıydı işte...
                  Kaynana — Ben anlarım! Merak etme sen! Başka ne gördün? Hepsi bu muydu?





                                                                                                               183
   8   9   10   11   12   13   14   15   16   17   18