Page 161 - GENEL SANAT TARİHİ 10
P. 161

EKLER

                                                     SÖZLÜK

                                                         A
            açık hava resmi   : Açık havada başlanıp bitirilen veya açık hava resmi hissini veren çalışma.
            akademi        : 1. Bilginler, yazarlar, sanatçılar kurulu. 2. Yüksekokul.
            akademik sanat   : Geleneksel anlamda güzel sanat alanında bir görüşün dışına çıkmadan belli kurallara bağlı olarak yapılan
                            çalışmalar.
            akropol        : Yunanca “yukarı kent” anlamına gelir. Antik kentlerin en yüksek noktalarına inşa edilmiş dinî  yapılar topluluğu.
            aksesuar       : Bir aletin, bir makinenin işlevine katılmayan ancak kendine özgü ayrı bir yararı bulunan alet, araç veya nesne.
            aksonometrik   : Bir cismi ya da yapıyı yatay ve düşey düzlemdeki boyutları aynı ölçekli olmak üzere üç boyutlu olarak gösteren
                            bir geometrik çizim, perspektif türü.
            alegorik       : Bir düşünce, kavram ya da sanat dışı herhangi bir gerçekliğin figüratif bir simge hâlinde betimlenişi.
            alınlık        : Kimi yapılarda giriş kısmının ya da kapı ve pencerelerin üstünde bulunan üçgen veya yarı değirmi süsleme.
            apsis          : Antik Roma bazilikalarında nefin bir ya da bazen her iki ucunda bulunan, yarım daire ya da çokgen planlı kü-
                            çük kubbe ile örtülü bölüm.
            arabesk        : Birbiri içine girip çıkan hat ve eğrilerin meydana getirdiği bir benzeme biçimi.
            arasta         : Osmanlı mimarisinde üstü açık ya da kapalı bir eksen üzerinde dizilmiş dükkân sıralarından oluşan çarşı ya-
                            pısı.
            aristokrasi    : 1. Ekonomik, toplumsal ve siyasi gücün soylular sınıfının elinde bulunduğu tarihî yönetim biçimi. 2. Soylular
                            sınıfı.
            arkaizm        : Arkaik sanat özelliklerini benimseyen görüş. Özellikle eski çağların sağlam yapılı, süse ve ayrıntıya önem
                            vermeyen sade, katı mimarlık ve heykel anlayışının yeniden canlandırılması düşüncesine dayanan sanat an-
                            layışı.
            arşitrav       : İki ayak, dikme ya da sütun üzerine oturan yatay unsur.
            avangart (öncü)   : 19. yüzyılın ikinci yarısından başlayarak özellikle 20. yüzyılın başında ortaya çıkan, alışılmış anlatım biçimlerini
                            dışlayıp yeni bir sanatsal dil oluşturmak peşinde olan sanatçı ve sanat akımlarını tanımlamak için verilen
                            isim.
            aydınlanma felsefesi : Akıl ağı olarak bilinen, aklın bütün problemleri çözebileceğini savunan felsefe.
            aydınlık feneri   : Kubbenin zirve noktasında yer alan gün ışığını sağlayan bol pencereli, daire ya da çokgen planlı öge.
                                                       B-C-Ç
            beşik tonoz    : Enine kesiti yarım çember şeklinde olan tonoz.
            betimlemek     : Bir nesnenin kendine özgü niteliklerini tam ve açık biçimde söz veya yazı ile anlatmak, tasvir etmek.
            bezeme         : Sistemli bir şekilde tekrarlanan süsleme motifi.
            bireycilik     : Birey yararını toplumsal yarardan daha üstün veya daha önemli sayan öğreti, tutum veya politikaların genel
                            adı, ferdiyetçilik.
            bienal         : İki yılda bir düzenlenen faaliyet. Çoğunlukla kültürel veya sanatsal faaliyetler için kullanılan terim.
            bordür         : Kenar, genellikle süslemeli kenar şeridi.
            burjuva        : 1. Şehirlerde yaşayan, özel imtiyazlardan yararlanan şehirli. 2. Orta sınıftan olan kimse, kent soylu.
            cümle kapısı   : Cami, saray ve büyük binalarda büyük esas kapı; portal.
            çini           : 1. Duvarları kaplayıp süslemek için kullanılan, bir yüzü sırlı ve genellikle çiçek resimleriyle bezeli, pişmiş,
                            balçık levha, fayans. 2. Sırlı ve süslü, pişmiş balçıktan yapılan.
                                                        D-E
            darülkurra     : Kur’an’ı en güzel biçimde okuyan kişi ve imam yetiştirmek amacıyla yapılmış medrese bölümü.
            darüşşifa      : İslam ve Türk dünyasında pratiğe ve gözleme dayalı sağlık bilgileri veren, hastaları tedavi eden sağlık ve
                            eğitim kurumlarına verilen ad.
            derebeylik     : Özellikle Batı Avrupa’da toprağı ve üzerinde yaşayan köylüleri tek bir kimsenin malı sayan Orta Çağ siyasi
                            düzeni, feodalite.
            dekupaj        : Herhangi bir yüzeyden belli bir şekli oyarak çıkarma işlemi.



                                                                                                   159
   156   157   158   159   160   161   162   163   164   165   166