Page 41 - GENEL SANAT TARİHİ 10
P. 41

AVRUPA SANATI

            Barok Sanat

            Barok  sanat,  Rönesans  ve  maniyerizmin  ardından  1580-1650  yılları  arasında  Roma’da  ortaya  çıkmıştır.
            Katolik mezhebinin gücünü yoğun bir şekilde hissettiren bu üslup; kilise ve burjuvanın da desteğiyle kısa
            sürede tüm İtalya, İspanya, Portekiz, Avusturya, Güney Almanya ve Belçika’ya yayılmış; süreç içerisinde
            Avrupa sınırlarını aşarak Rusya, Çin, Latin Amerika ve Osmanlı topraklarında yayılmıştır. “Düzgün olmayan
            değersiz  inci”  anlamına  gelen  “barucca”  teriminden  türeyen  ''barok''  kelimesi,  XVII.  yüzyıl  Avrupası'nda
            Rönesans ve maniyerizm dönemi eserlerini aşağılamak amacıyla kullanılmıştır. Protestanların XVI. yüzyılda
            Katolik kilisesine karşı başlattığı reform hareketlerine karşı bir tepki olarak doğan barok sanat,  dramatik
            duygu durumunu yüceltmektedir. Bu nedenle hareket ve sonsuzluğu temel prensip hâline getiren barok
            akım,  Antik  Çağ  ve  Hristiyanlığın  ortak  düşünce  sisteminden  beslenmektedir.  Sanatçılar,  gösteriş  ve
            hareketi kullanarak konu edindikleri dinî temaları, izleyicide heyecan yaratacak şekilde kurgulamıştır. Barok
            sanatçıların eserlerinde dinamizm, hareket ve gösteriş ön plana çıkmaktadır. Katolik kilisenin çabasıyla
            barok üslubun etkili olduğu Roma şehri, güçlü sanat ve mimarlık merkezi olmuştur.

            Mimari

            Barok Dönem’de Rönesans’ın merkezî planlı yapıları yerine uzun, oval ve elips biçimli plan değişiklikleri
            yapılmış olsa da barok mimari çoğunlukla dekoratif alanda görülen değişikleri kapsamaktadır.  Geleneksel
            mimari elemanlar, içe ve dışa dönük hâle getirilerek değişikliğe uğratılmış ve böylelikle mimaride hareketlilik
            elde edilmiştir. Yoğun olarak kullanılan altın yaldızlı kabartma ve çeşitli süslemeler, barok mimariyi, süslü bir
            pasta görünümüne kavuşturmuştur. Rönesans’ın durgun klasik görüntüsünden sıyrılmak isteyen mimarlar,
            S ve C kıvrımlı bitkisel ve figürsel süslemelerle ritim ve dalgalanma elde etmişlerdir. Barok yapıların kubbe
            altları ve tavanlarında görülen freskler, izleyicide sonsuzluk hissi yaratmaktadır.
            Barok  Dönem’de  çok  sayıda  geniş  meydan,  kilise,  saray  ve  köşk  yapılmıştır.  Yapılar,  kavisli  merdivenler,
            çeşmeler, fıskiyeler ve kanal gibi su elemanlarıyla hareketlendirilmiştir. Bu dönemin önemli yapıları arasında
            üslubun öncüsü olarak kabul edilen Giacomo (Cakomo) Barozzi da Vignola’nın (1057-1573) 1568 tarihinde
            yapımına  başladığı  Gesu  (Cesu)  Kilisesi,  Gian  Lorenzo  Bernini’nin  (Can  Lorenzo  Bernini)  tasarladığı  St.
            Peter Meydanı (Görsel 1.61), Carlo Maderno’nun (Karlo Maderno) (1556-1629) Santa Susanna Kilisesi, Louis
            Le Vau (Luyis Le Vo) (1612-1670), Charles Le Brun (Şarl Lö Brön) (1619-1690) ve Jules Hardouin Mansart
            (Jül  Harduwen  Mansar)  (1646-1708)  tarafın dan  inşa  edilen  Versailles  (Versay)  Sarayı  (Görsel  1.62),  Pietro
            da Cortona’nın (Pietro da Kortona) (1596-1669) yaptığı Roma Santa Maria della Pace Kilisesi, Francesco
            Borromini’nin (Fırançesko Boromini) (1599-1667) yaptığı “San Carlo Kilisesi” (San Karlo) gösterilmektedir.






















            Görsel 1.61: St. Peter Meydanı,  Gian Lorenzo Bernini, Roma  Görsel 1.62: Versay Sarayı, Jules Hardouin Mansart, Paris


            ARAŞTIR ÖĞREN         Sınıf  içi  gruplarla  Barok  Dönem  mimarlarından  François  Mansart  ve
                                  çalışmalarını  araştırınız,  araştırma  sonuçlarını  sınıf  ortamında  etkileşimli
                                  tahta kullanarak sununuz.




                                                                                                    39
   36   37   38   39   40   41   42   43   44   45   46