Page 142 - GENEL SANAT TARİHİ 9
P. 142
GENEL SANAT TARİHİ
ÜNİTEYE BAŞLARKEN
1. Hindistan ve Çin hakkında neler biliyorsunuz? Söyleyiniz.
2. Japon sanatı denildiğinde aklınıza ilk gelenler nelerdir? Açıklayınız.
6.1 HİNT
SANATI
Asya kıtasının güneyinde Hint Yarımadası’nda bulunan Hindistan, dünyanın en eski
uygarlıklarından biridir. Bölgenin coğrafi yapısı, Hint toplumu üzerinde derin etkileri olan
Hint sanatının uzun yıllar boyunca keşfedilmesini zorlaştırmıştır.
MÖ 20.000 yıl öncesine kadar uzanan bir geçmişe sahip Hint sanatının oluşumunda farklı
inançlar etkili olmuştur. Hinduizm, Budizm, Jainizm, Sihizm ve İslamiyet bu inançlar
arasındadır. Geleneksel sanat anlayışının hâkim olduğu Hint sanatında tanrı her şeyden önce
gelmektedir. Bu anlayışta madde, ruh ve cennet her şeyin nedeni olarak görülmektedir. Hint
sanatı tanrının kutsal kişiliğini ortaya koymak, dinin yüceliğini ve değerini anlatmak için sanatı
bir araç olarak kullanmış; doğayla kişileştirdikleri tanrılarının tasvirlerini yapmışlardır. Bu
anlayış Hintli sanatçıların olmazsa olmaz figürlerini oluşturmuştur. Sanatçılar, çalışmalarında
iki konuya dikkat çekmeye gayret göstermiştir: Tanrının ihtişamını artırmak, güzel bir eser
meydana getirmek.
Hindistan MÖ 4 ve MS 5. yüzyıllar arasında Maurya, Gupta ve Kuşan gibi hanedanlar tarafından
yönetilmiştir. Bu hanedanların zamanı Hindistan’da mimari, heykel ve kabartma sanatlarının
geliştiği dönemler olarak görülmüştür.
Hint sanatında mimari, resim, heykel; çanak, çömlek yapımı ve ipekli dokuma önde gelen
örnekler arasındadır. Hint sanatında güçlü bir tasarım duygusu hâkimdir. Bu tasarımlar hem
modern hem de geleneksel formlarda kendini göstermiştir.
Mimari
Hint mimarisinde Budist gelenek hâkimdir. Budizm’in etkisi ile mimari yavaş gelişme
göstermiştir. Bu inanışa bağlı olarak önceleri kayalara oyulmuş tapınaklar yapılmıştır.
Bu tapınakların önemli örneklerinden biri,
Ellora’daki otuz beş mağara kompleksidir. Bu
komplekste Hinduizm, Budizm ve Jainizm
tapınakları bir arada bulunmaktadır. Ağırlıklı
olarak Budizm’in etkisi ile gelişen tapınak
mimarisi, sonraları kendine özgü bir anlayışa
sahip olmuştur.
Özellikle MÖ 3. yüzyıl ile MS 1. yüzyıl
arasında Hindistan’da büyük, kare tavanlı
ve ön taraflarında teraslı tapınaklar yapıl-
maya başlanmış; tapınakların girişleri ve
duvarlarında Budizm’in öğretileri işlenmiştir Görsel 6.1: Durga Tapınağı, Hindistan
(Görsel 6.1).
140