Page 178 - GENEL SANAT TARİHİ 9
P. 178

GENEL SANAT TARİHİ

          Terimler Sözlüğü

                                                   A - B - C- Ç
          agora          :  Antik Yunan kentlerinde stoalar ile çevrelenmiş; içinde ya da yakınında tapınak, bouleuterion gibi dinî ve resmî
                           yapıların bulunduğu toplumsal ve ticari yaşamın yoğunlaştığı alan.
          akant          :  Yaban enginarı yaprağı biçiminde bir bezeme örgesi. İlk kez Antik Yunan Sanatı’nda kullanılmış, Avrupa’da 19.
                           yy’ın sonuna kadar uygulanması sürmüştür. Özellikle korint sütun başlıkları üzerinde görülür.
          akik           :  Bir tür yarı değerli taş. Eskiden kâse, fincan, tabak gibi ev eşyaları yapımında da kullanılırdı. Günümüzde yalnız
                           kuyumculukta ve tespih yapımında kullanılmaktadır.
          akropolis      :  Antik Yunan’da savunma amacıyla genellikle sarp bir tepe üzerine inşa edilen özel bölge.
          akroter        :  Üçgen şekilli alınlığın tepesinde ve iki kenarında yer alan bazen bitkisel (palmet gibi) bazen de küçük heykeller
                           şeklinde bulunan süsleme elemanlarının genel adı.
          alçı sıva      :  Suyla karıştırılarak macun kıvamına getirilmiş alçıyla yapılan sıva. Genellikle normal sıvanın üzerine yapılır. Çok
                           temiz ve pürüzsüz bir yüzey elde etmek için kullanılır.
          altın oran     :  Yüzyıllar boyunca sanatta uyum ve oranlandırma (proporsiyon) açısından en yetkin boyutları verdiği varsayılan
                           düzen bağıntısı.
          amfitiyatro    :  1. Çağdaş anlamda basamaklı bir oturma alanı bulunan gösteri ve toplantı yapısı. 2. Antik Romalılarda içinde sa-
                           vaş oyunları, gladyatör ve vahşi hayvan dövüşlerinin düzenlendiği daire ya da oval planlı alanı kademeli oturma
                           yerleriyle çevrelenmiş yüksek yapı.
          ampir üslubu   :  I. Napoleon’un egemenlik yıllarında (1804-1814) ortaya çıkan ve etkisini mimarlıkla dekoratif sanatlarda göste-
                           ren bir yeni klasik üslup.
          Antik Çağ (antikite)   :  Yaklaşık olarak MÖ VI. yy’la MS III.yy arasında kalan dönem. Bu dönemde varlığını sürdürmüş tüm uygarlıklar için
                           değil sadece Yunan ve Roma için kullanılır.
          apsis          :  Kiliselerde koronun arkasında bulunan ve camilerdeki mihrap kısmının karşılığı olan, tonoz ya da kubbe ile örtü-
                           lü bölüm.
          arşitrav       :  Antik mimarlıkta sütunların taşıdığı, bir sütun ekseninden diğer sütun eksenine uzanan taş hatıllara (kiriş) veri-
                           len ad.
          atrium         :  Antik Roma konutlarında evin bir bölümünü oluşturan etrafı sütunlarla çevrili avlu.
          ayak           :  Paye, taş ya da tuğladan örülmüş taşıyıcı mimari öge.
          aydınlık feneri   :  Kubbe ve çatı gibi örtülerle kaplanan iç mekânlara ışık sağlamak için düzenlenmiş bölüm.
          bab-ı hümayun   :  Topkapı Sarayı’nın Ayasofya ‘ya bakan birinci avlu kapısı.
          bazilika       :  Hristiyanlığa geçişte ve ilk Bizans devrinde yapılan bir kilise tipi.
          bezeme         :  Mimari eserler ve her türden kullanım eşyası üzerinde süslemeye yönelik olarak yapılan çalışmaların tümü.
          bordür         :  Kenar, genellikle süslemeli kenar şeridi.
          büst           :  İnsanın vücudunun başını ya da göğüsten yukarısını gösteren heykel.
          çapraz tonoz   :  İki beşik tonozun dik açıyla kesişmesinden oluşan tonoz biçimi.
                                                D - E - F - G - H - I - İ
          diyorit        :  Doğada nadir olarak bulunan sert, saydam, üstü tanecikli derinlik kayacı.
          fil ayağı      :  Büyük kubbeleri taşımak amacıyla taştan örülerek yapılan büyük ayaklar.
          forum          :  Antik Roma kentlerinde kent merkezinde yer alan, içindeki ve çevresindeki yapılarla Yunan kentlerindeki agora
                           ile aynı işlevi taşıyan alan.
          fresk          :  Yaş sıva üstüne boya ile yapılan resim ve süsleme.
          fresko         :  Yaş sıva üzerine suda çözülmüş boya pigmentleri kullanılarak yapılan duvar resmi.
          friz           :  Genellikle Eski Yunan ve Roma yapılarında , duvarların üst bölümünde , duvarın eni boyunca devam eden ve
                           çoğunlukla süsleme veya kabartmaların olduğu bölüm veya kuşak, efri.
          galeri         :  Kiliselerde yarı neflerin (sahın) üst katında yer alıp ana nefe bakan mekân.
          gül bezek      :  Tezyini yapraklardan ibaret gülü hatırlatan yuvarlak kabartma.
          gül pencere    :  Genellikle Gotik katedrallerin cephelerinde yer alan daire biçimindeki vitraylı pencere.
          iyon düzeni    :  Antik mimarlıkta kullanılan, İyonya’da geliştirildiği için bu adla anılan düzen. Dor düzenine oranla daha incelmiş
                           sütunları, sütun kaideleri ve volütlü sütun başlıkları ile ayırt edilir.
          176
   173   174   175   176   177   178   179   180   181   182   183