Page 113 - ÜÇ BOYUTLU SANAT ATÖLYE 11
P. 113
3. Ünite
11.3.3. Dünyada ve Türkiye’de Rölyef
‘‘Sanat uygarlığın imzasıdır.’’
Bernard Shaw
Tarihsel Gelişimi İçinde Dünyada ve Türkiye’de Rölyef
Rölyefler, medeniyetlerin kültürel ge-
lişim zenginliğinin en güzel ifade şekille-
rindendir. Tarihsel süreç içerisinde, gelmiş
geçmiş birçok uygarlık, rölyefi mimarinin
bir unsuru olarak yaygın biçimde kullan-
mıştır. Rölyef sanatı, döneminin toplumsal
ve kültürel yapısı hakkında fikir verirken
tarihe de tanıklık eder. Kullanılan her rölyef
kültürlerin kimliğini ve birikimini yansıtır.
Eski uygarlıklar rölyefi tarihî bir olayı, dinî
bir konuyu, yaşam biçimini ve kültürünü
yansıtmak ya da yapıları süsleme amacıyla
kullanmışlardır.
Uygarlıklar tarafından geride bırakılmış
en eski rölyef örnekleri alçak kabartma tü-
ründedir. Sümerlerle başlayan gelenek, Hi-
titler, Asurlar ve hatta Persler tarafından da Görsel 3.42: Abu Simbel Tapınağı, II. Ramses Antik Mısır MÖ 1290-1279
devam ettirilmiştir. Mısırlılarda ise iç mekân-
lar da dahil olmak üzere yapıların her yerinde kabartmalara rastlamak mümkündür (tapınaklar, sunaklar, mezar
odaları, dikilitaşlar vb.). Bu kabartmalarda yer alan figürlerde frontal duruş hâkimdir. Beden ve baş profilden (yan-
dan) görülürken omuz ve gözler önden görünüyormuş biçimde betimlenir (Görsel 3.42).
Antik Yunan kabartmalarında, figürde gerçekçi anatomik arayışlara girildiği görülür (Görsel 3.43). Roma’da bu
arayış mükemmelliyetçilik seviyesine ulaşmıştır. Tarihî olay ve hikâyelerin yanı sıra meydan savaşlarını gösteren
kabartmalar yapılmış ve hatta ilk kez kral at üzerinde tasvir edilmiştir. Figürlerde bazen kafa ve bacakların üç bo-
yutlu olarak dışarıya doğru çıktığı rond-bos adı verilen rölyef örnekleri sıkça görülür (Görsel 3.44).
Görsel 3.43: Dans Eden Kadın, Antik Yunan (orijinal Görsel 3.44: Titusun Zaferi, Antik Roma (orijinal kopyası) MS 70, İlçe
kopyası) MÖ 800-500, Metropolitan Müzesi Sanat Müzesi, Los Angeles
15. yy. başlarında İtalya’da ortaya çıkan Rönesans hareketi ile sanat alanında yaşanan gelişme, yine Antik Yu-
nan ve Roma Dönemi’ne ait elemanlar kullanılarak özgünleştirilmiştir. Taklit ya da tekrar kullanmak yerine, eski
uygulamalardan yararlanılarak yeni eserler ortaya konulmuştur. Yine bu tarih Michelangelo’nun yeteneğinin par-
ladığı dönem olmuştur.
110