Page 46 - ÜÇ BOYUTLU SANAT ATÖLYE 11
P. 46
ÜÇ BOYUTLU SANATA GİRİŞ
İnanışların değişmesiyle birlikte Selçuklular
heykel geleneğini çoğunlukla mimarinin bir parçası
olarak ele almıştır. Başlarda Selçuklu sanatı yerel ve
farklı kültür varlıklarının (kartallar, aslanlar, hayat
ağaçları vb.) karmaşık inanç ve gelenek dünyasının
izlerini yansıtır. Anadolu Selçukluları insan ve hayvan
figürlerini, bitki motifleri ve birbirinin devamı gibi
görünen sonsuzluk tekrarları ile oluşturulmuş sade
geometrik kabartmaları, yapılarda süsleme aracı
olarak kullanmışlardır. Birbirini tekrar eden formlar,
sabırlı ve titiz bir işçilikle gerçekleştirilmiştir. Bu süs-
leme anlayışı tanrısal ifadenin yansıdığı evren düze-
nidir ve tasavvuf görüşü ile uyum içindedir. Devlet
sembolü olan çift başlı kartal kabartmalarına mimari
yapılarda sıkça rastlanır (Görsel 1.61). Kabartmalar-
da savaşçı betimlemeleri ve yer yer grifon adı verilen
mitolojik hayvan figürleri de tasvir edilmiştir (Görsel
1.62). İleri seviyedeki taş işçiliği ve tuğla kullanma
geleneği İslamiyetin de etkilerini taşıyan süsleme
anlayışıyla mimari yapıların vazgeçilmez bir unsuru
olmuştur. Bu gelenekle yapılmış birçok medrese, tür-
be, han, saray ve camiden günümüze kadar ulaşan
örnekler mevcuttur. Taş işçiliğinin en güzel örneği-
ni Divriği Ulu Cami'nin taç kapılarında görebilmek
mümkündür (Görsel 1.63). (Bu eser, Unesco tara-
fından insanlığın ortak kültür mirası listesine Türki-
ye'den giren ilk eser olma özelliğini taşır.) Osmanlı
da aynı mimari yapı geleneğinden yola çıkıp taş işçili-
ğinin üzerine yenilikler ekleyerek bu sanatı geliştirip
devam ettirmiştir.
Görsel 1.61: Çift başlı kartal, Anadolu Selçuklu Dönemi 13. yy.,
Divriği Ulu Cami, Sivas
Görsel 1.62: Grifon, Anadolu Selçuklu Dönemi 13. yy., Konya
43
43