Page 65 - ÜÇ BOYUTLU SANAT ATÖLYE 11
P. 65

2. Ünite



                  Doğal Fom ve Plastik Form


                  Doğada binlerce doğal form bulunmaktadır. Doğal formlar, bütün hacimli ve lekesel biçimleri kapsar. Doğada
               bulunan yapraklar, taşlar, deniz kabukları gibi. Organik formlar, sanat eseri sayılmaz. Plastik sanatlarda ise sanatçı
               tarafından oluşturulmuş formlar söz konusudur. Sanatçının sanatsal anlatımı ile güçlenen bu formlar, sanat eseri
               sayılabilir. Sanatçı, bu plastik formları oluştururken renk, çizgi, doku vb. birçok sanatsal elemandan yararlanır.
               Sanatçı tarafından oluşturulan plastik form; simetrik-asimetrik, organik-inorganik, kübik, doğal-yapay, durgun-di-
               namik birçok biçimde bulunur. Henry Matisse, formu tarif ederken “Dış görünüşün altında saklı olan gerçek.’’ de-
               miştir.
                  “Sanatçının oluşturduğu plastik form, zihinsel malzeme ile dış uyaranlar arasında kurulan bağlaşım sonucu
               ortaya çıkar. Sürekli gözlem yapma, ilginç imgeler toplama, bunları ayıklama, seçme, ayrımsama ve bunların ger-
               çekleştiği süreç, sanatçı ile gereci ve yine sanatçı ile yapıtı arasındaki diyalogda gizlidir.’’ (Kırışoğlu, 1991).
                  Doğa en geniş imkânlarıyla sanatçıya form çeşitliliği sunmaktadır. Henry Moore’un çakıl taşları ve kemiklerin
               formundan yola çıkarak tasarladığı çalışmalar, kuş yuvasından esinlenilerek yapılan Pekin Ulusal Stadyumu buna
               örnek olarak gösterilebilir (Görsel 2.4, 2.5).












                  Görsel 2.4: Kuş yuvası                         Görsel 2.5: Pekin Ulusal Stadyumu, Çin
                  Biçim, görsel olarak çizgi ile sınırlandırılmış bir alan olarak tanımlanır, form ise hacimli ve lekesel olan bütün
               biçimleri kapsar.
                  ‘‘Form sözcüğü ve kavramı ne yazık ki bizde çoğu kez kuru kuruya biçim diye çevrilir  oysa gerçek form, biçim-
               den çok daha kapsamlı ve zengindir. Form; çizgi, leke, biçim, doku, renk, üç boyutlu dolu ve boş biçimler ve mekân
               ögesini de kendine katan tüm elemanların kapsamlı bir sentezidir.’’ ( Özer Kabaş, 1990).
                  İnsan, doğada canlı ve cansız nesneler topluluğu içerisinde yaşamını sürdürürken çevresindeki tüm nesnelerin
               biçimlerini görsel olarak algılar, nesnelerle hatırlar, nesnelerle düşünür. Biçimlendirme doğadan hareketle doğa-
               nın taklidi ile başlar. Form, hacimli ve lekesel biçimlendirme sürecinin sonucunda ortaya çıkan somut ya da soyut
               estetik bir bütünlüktür.
                  Biçim verilmeye elverişli olan malzemeler, insan elinden çıkmış plastik formlar doğal biçimlerin etkilerini taşı-
               sa da bu biçimler, tabiatları gereği yapay bir görsel etkiye sahiptir. Kısacası doğa tarafından biçimlendirilen form-
               larda doğallık, insan müdahalesi sonucunda ortaya çıkan formlarda ise yapaylık göze çarpar.
























                   Görsel 2.6: Samarra Camisi, Deniz kabuğu                                   Görsel 2.7: İyon sütun başı, Deniz kabuğu
                   Irak’taki 9. yy. Samarra Minaresi, minare biçimindeki deniz kabuğuna bakılarak inşa edilmiş gibidir (Görsel
                 2.6). İyon stili sütun başlarında görülen  helozonik biçimlerde de “Nautilus” adlı deniz kabuğundan esinlenil-
                 miştir (Görsel 2.7).






             62
             62
   60   61   62   63   64   65   66   67   68   69   70