Page 20 - ÜÇ BOYUTLU SANAT ATÖLYE 12
P. 20

HEYKEL SANATINA GİRİŞ











                 Heykel sanatında oyma, biçimleme, inşa, birleştirme, döküm ve patine gibi teknikler yer alır.

              Eksiltme (Yontma): Taş, ağaç, mermer gibi tek parça bir kütlenin istenen düzen içinde şekillendirilmesi işle-
              midir.
              Modelleme (Biçimleme): Şekillendirilebilir heykel malzemelerinin (bal mumu, kil ve alçı) elle ya da çeşitli
              aletlerle biçimlendirilmesi işlemidir.
              Birleştirme (Yapılandırma/ İnşa): Önceden şekillendirilmiş sac, kumaş, deri, kalas, cam, ip, metal vb. malze-
              me ve parçaların usulüne uygun olarak biraraya getirilmesidir.
              Döküm (Yerine Geçme): Kil, bal mumu, alçı gibi ara malzeme ile yapılan heykellerin çeşitli döküm teknikleri
              kullanılarak bronz gibi dayanıklı ve kalıcı malzemeyle dökülmesidir.
              Patine Etme: Bitmiş heykellere perdahlama, cilalama, boyama ve yaldızlama gibi uygulamaların yapılmasına
              denir.


            Heykel Sanatının Diğer Sanat Dalları ile Olan İlişkisi

               Heykel sanatının güzel sanatlar içerisindeki yerini mekân sanatının içinde tanımlamak doğrudur. Mekân sanat-
            ları içerisinde mimarlık, resim ve heykel sanat dalları yer almaktadır. Güzellik anlayışının farklı disiplinler ve sanat-
            sal anlatım biçimleri ile ele alındığı bu sanat dallarının en önemli özelliği mekâna bağımlı olmasıdır. Bir anlamda
            da mekânsal düzenleme sanatlarıdır. Heykeli bu sanat dallarından ayıran en temel özellik ise heykelin üç boyutlu
            plastik şekillendirmeye dayalı bir ifade biçimi oluşturmasıdır. Bu özelliği ile heykel bir hacim sanatı olduğu için
            gerçek mekânda yer kaplar.
                Heykel ile diğer görsel sanatlar arasında yakın ilişkiler bulunmaktadır. Heykel-mimari, heykel-seramik, heykel-
            resim, heykel-endüstri tasarımı giderek birbirine yaklaşmaktadır.
               Sanatın farklı alanları arasında karşılıklı etkileşim sürekli devam etmektedir. Geçmiş dönem uygarlıkları ince-
            lendiğinde heykelin mimari alanda park-bahçe gibi alanları estetik olarak düzenleme isteğine, lahit ve mezarlarda
            yaşam ve ölümü betimlediğine, sütunlarda taşıyıcı sistem olarak kullanıldığına tanık olmaktayız. Bu girift durum
            insanoğlunun doğaya hâkim olma mücadelesinde aranabilir.
               Demir, taş, mermer, ağaç gibi maddelere şekil vererek biçimlendirme, somut bir ifadeye dönüştürme uğraşısını
            geçmiş dönem uygarlıklarının sanat disiplinleri arasındaki birlikteliğinde görmek mümkündür. Heykel bu yönü ile
            mimariye yakın bir özellik gösterir (Görsel 1.6).






























            Görsel 1.6: Erechtheion (Erıtin) Tapınağı, İÖ 406, Klasik Yunan Dönemi, Atina





                                                                                                         17
   15   16   17   18   19   20   21   22   23   24   25