Page 25 - ÜÇ BOYUTLU SANAT ATÖLYE 12
P. 25
1. Ünite
“İnsan her şeyin ölçüsüdür.” temel inancı ile
gelişen Yunan heykel sanatında kusursuzluk ve
ideal ölçü (altın oran) anlayışı, inanca bağlı bir
gelişim göstermiştir. Yunan sanatında heykel ve
mimari iç içe geçmiştir. Özellikle tapınak mima-
risinde tapınakları süslemek amacı ile kullanılan
heykeller idealize edilmiş form anlayışı ile yapıl-
mıştır (Görsel 1.15).
Heykel ve mimarinin iç içe kullanılma gelene-
ği Yunan, Roma, Uzakdoğu, Mısır, Rönesans, Ba-
rok gibi birçok uygarlık ve dönemlerde bezeme,
kabartma, bitki, hayvan ve insan figürlerinin tas-
viri şeklinde sanat tarihini zenginleştiren örnek-
leri ile karşımıza çıkmaktadır. Bunun en önemli
sebebi mimari ve heykelin inanca bağlı bir geli-
şim göstermesi ve özellikle tapınak mimarisi ola-
rak gelişmesidir.
Heykelin mimariden ayrılması Helenistik Dö-
nem’de görülmeye başlar. Heykel sanatı bu dö-
nemde daha farklı amaçlara hizmet ederek altın
çağını yaşamıştır.
Yunan sanatının “Kusursuz güzellik anlayı-
şı” Rönesans heykel sanatının temel felsefesi
olmuştur. Plastik biçim kusursuzluğu Rönesans
Dönemi heykel sanatının özetidir. Michelange-
lo’nun Davud, Musa ve Pieta gibi heykelleri dö-
nemin kusursuz güzellik anlayışını gösteren en
güzel örnekleridir (Görsel 1.16)).
Görsel 1.15: Ölen Galyalı, Yunan Dönemi, MÖ 230-220, Kapitolin Müzesi, Roma
Görsel 1.16: Pieta, Michelangelo Buonarroti [Mikelanjelo Buyonarati (1475-1564)] 1498-1499, Aziz Petrus Bazilikası, Vatikan
22