Page 19 - ÇALGI EĞİTİMİ KLARNET | 10
P. 19

O KU MA PAR ÇA S I



                     Çalışma ve Başarı Üstüne
                     “Yapılan araştırmalarda herhangi bir alanda dünya çapında kabul gören bir uz-
                     manın seviyesinde başarılara ulaşabilmek için en az on bin saatlik bir çalışma
                     geçmişi gerektiği sonucu çıkmıştır. Besteciler, basketbol oyuncuları, roman ya-
                     zarları, buz patencileri, konser piyanistleri, satranç oyuncuları, azılı suçlular ve
                     aklınıza gelen diğer bütün alanların uzmanlarıyla yapılan araştırmaların sonuç-
                     ları, hep bu sayıya işaret etmektedir. On bin saat, on yıllık bir süreç içerisinde
                     haftada yirmi, günde üç saat çalışma demektir. Bu elbette neden bazı insanların
                     çalışsa da bir yere gelemediğini ve neden bazılarının çalışmaktan diğerlerinden
                     daha fazla fayda gördüğünü açıklamaz. Ancak yapılan hiçbir araştırmada dünya
                     çapında bir uzmanın, bu başarıya on bin saatten daha az çalışarak ulaştığına rast-
                     lanmamıştır. Gerçek ustalığa ulaşmak için beynin ihtiyacı olan her şeyi özümse-
                     mesi az çok bu kadar sürmektedir.
                     On bin saat teorisi, beynin nasıl öğrendiğine dair bildiklerimizle de uyuşmakta-
                     dır. Öğrenme, verinin özümsenmesini ve sinir dokusunda pekiştirilmesini ge-
                     rektirir. Bir şeyi yapma tecrübemiz arttıkça bu şeyin hafıza/öğrenme üzerindeki
                     izi o kadar güçlenir. İnsanların bilgiyi pekiştirmesi için gereken vakitler farklı
                     uzunlukta olsalar bile daha çok çalışmanın daha çok sayıda sinirsel ize sebep ol-
                     duğu, bunun da daha güçlü hafıza temsiliyeti yarattığı bir gerçektir. İster çoklu iz
                     teorisini destekleyin ister hafızanın nöroanotomisi hakkındaki başka bir teoriyi
                     bir hafızanın gücü, esas uyarıcıyı ne kadar sık tecrübe ettiğimizle ilişkilidir.
                     Hafıza aynı zamanda tecrübeye ne kadar önem verdiğimizle bağıntılıdır. Anılarla
                     ilişkili nörokimyasal etkiler bunları önemlerine göre ayırır. Beraberlerinde olum-
                     lu ya da olumsuz, yüklüce duygu taşıyan anıları önemli şeyler olarak kodlarız.
                     Öğrencilerime sınavdan iyi not almak istiyorlarsa çalıştıkları konuyu gerçekten
                     önemsemeleri gerektiğini hep söylerim. Önemsemek, insanların bir hüneri öğ-
                     renme hızlarındaki farklılığın kısmi sebebi olabilir. Eğer belli bir müzik eserini
                     gerçekten seviyorsam daha fazla çalışmak isteyecek ve değer verdiğim için bu
                     eseri önemli kılan hafıza unsurlarının her birine nörokimyasal etiketler yapıştı-
                     racağımdır: eserdeki sesler, parmaklarımın hareket edişi, eğer nefesli bir çalgı ça-
                     lıyorsam nefes alma şeklim; bütün bunlar önemli olarak kodladığım hafıza izinin
                     parçası olacaktır.” (Levitin, 2015: 225-226).























                                                           18
   14   15   16   17   18   19   20   21   22   23   24