Page 105 - ÇALGI EĞİTİMİ UT 10
P. 105

3. ÜNİTE                                                                                         ETÜT VE ESER İCRASI-II


                           OKUMA PARÇASI




                                            ITRÎ EFENDİ, Buhûrîzâde






                                                    bu  görevde  iken,  bazı  kaynaklara   giler daha sonra yazılan eserlerde
                                                    göre ise ayrıldıktan bir süre sonra   de tekrarlanmıştır.
                                                    vefat  etmiştir.  Vefat  tarihi  İsmâil   Mûsikişinaslara  dair  yazılmış  tek
                                                    Belîğ, Şeyhî ve Sâlim gibi dönemine   tezkire olan Atrabü’l-âsâr’ın müellifi
                                                    daha yakın kaynaklarda 1123 (1711),   Ebûishakzâde Mehmed Esad Efen-
                                                    Esad Efendi ve Müstakimzâde gibi   di  Itrî’nin  sesinin  çirkin  olduğunu
                                                    diğer  bazı  kaynaklarda  1124  (1712)   söyler. Ancak huzûr-ı hümâyun fa-
                                                    olarak  verilmektedir.  Ekrem  Ka-  sıllarına hânende olarak katılması,
                                                    radeniz,  onun  vefatına  dair  tarih   Enderun’daki  hocalığı  yanında  pa-
                                                    kıtasındaki  mısraın  1143  (1730-31)   dişahın onu zaman zaman sadece
                   İstanbul’da  Mevlânâkapı  civarında-  yılını vermesi gerektiğini, ancak bir   kendisini dinlemek amacıyla huzu-
                   ki  Yayla  (eski  adıyla  Yaylak)  sem-  kelimenin yazım hatasından dolayı   ra  çağırması,  Sâlim  Tezkiresi’nde,
                   tinde doğdu. Asıl adı Mustafa olup   bu yanlışlığın daha ilk kaynaklarda   sesinin  bulunduğu  mecliste  diğer
                   kaynaklarda  doğum  tarihi  hakkın-  meydana  geldiğini  ileri  sürmüştür   hânendelere  ağız  açtırmayacak
                   da  bilgi  yoktur.  Ancak  Rauf  Yektâ   (TK,  sy.  194  [1978],  s.  45-46).  Itrî   derecede  güzel  olduğundan  bah-
                   Bey’in  1640  yılında,  Suphi  Ezgi’nin   Efendi’nin  Yenikapı  Mevlevîhânesi   sedilmesi  Esad  Efendi’nin  ifadesi-
                   ise 1630’da doğduğuna dair tahmin-  civarına  veya  Edirnekapı  dışında-  nin  doğru  olmadığını  ortaya  koy-
                   leri  müellifler  tarafından  dikkate   ki  Mustafapaşa  Dergâhı  karşısına   maktadır. Kaynaklarda Buhûrîzâde
                   alınmış ve daha sonraki yayınlarda   defnedildiği  rivayet  edilmekteyse   künyesiyle anılan başka hânende-
                   bu  tarihler  arasında  doğmuş  ola-  de bu konuda kesin bilgi bulunma-  ler de bulunmaktadır. Meselâ Evliya
                   bileceği  kaydedilmiştir.  Şiirlerinde   maktadır.  Türk  mûsiki  tarihinin  en   Çelebi’nin  “nevzuhûr  hânendeler”
                   kullandığı Itrî mahlası ve Buhûrîzâ-  önde gelen birkaç simasından biri   başlığı altında sıraladığı sanatkârlar
                   de lakabıyla tanınmıştır. Bu lakabın   olan Itrî Efendi hânendeliği, şairliği   arasında  Buhûrîzâde  Hâfız  lakaplı
                   kendisine mi ailesine mi ait olduğu   ve  hattatlığının  yanı  sıra  özellikle   bir  mûsikişinasın  adı  geçmekte-
                   bilinmemektedir. Kırım Hanı I. Selim   bestekârlığı ile tanınmıştır. Mûsiki-  dir. Ancak onun Mustafa Itrî Efendi
                   Giray’ın Çatalca’da bulunan çiftliğin-  deki hocaları kesin olarak bilinme-  olması  mümkün  değildir.  Zira  Se-
                   deki  mûsiki  toplantılarında  büyük   mekte, ancak Derviş Ömer, Kasım-  yahatnâme’nin  ilk  cildi  1631  yılında
                   itibar gören Itrî, IV. Mehmed döne-  paşalı  Koca  Osman,  Küçük  İmam   yazılmıştır. Itrî ile karıştırılan önemli
                   minde  (1648-1687)  sarayda  mûsiki   Mehmed Efendi ve Hâfız Post gibi   bir  isim  de  Buhûrîzâde  lakabıyla
                   hocası  ve  hânende  olarak  görev   üstatlardan  faydalanmış  olabile-  tanınan Sünbülî şeyhi, şair ve mû-
                   yaptı.  Kaynaklarda  IV.  Mehmed’in   ceği  tahmin  edilmektedir.  İbrahim   sikişinas  Abdülkerim  Efendi’dir  (ö.
                   onu  sık  sık  saraya  davet  ederek   Alâeddin  Gövsa,  mûsiki  hocasının   1192/1778).  El  yazması  güfte  mec-
                   bestelediği  eserleri  bizzat  kendi-  Vakıf  Halhalî  diye  tanınan  Nasrul-  mualarında  çoğunlukla  Buhûrîzâ-
                   sinden  dinlediği  kaydedilmektedir.   lah  Efendi  olduğunu  söyler  (Türk   de-i  Sânî  adıyla  bazı  dinî  bestele-
                   Hükümdarın huzurunda icra edilen   Meşhurları, s. 196). Rauf Yektâ Bey,   rine  rastlanan  Abdülkerim  Efendi
                   küme  fasıllarına  hânende  olarak   onun  Câmî  Ahmed  Dede’nin  (ö.   Eyüp’teki Şah Sultan Sünbülî Tek-
                   katılan  Itrî,  bu  dönemde  kendi  is-  1078/1667) şeyhliği esnasında Yeni-  kesi  şeyhlerindendir.  Kantemiroğ-
                   teği  üzerine  esirciler  kethüdâlığı   kapı  Mevlevîhânesi’ne  devam  etti-  lu’nun İlmü’l-mûsikî ve Osmanlı İm-
                   ile görevlendirildi. Onun  bu görevi,   ğini, âyinlerden aldığı ruhanî neşeyle   paratorluğunun Yükseliş ve Çöküş
                   esirler arasındaki kabiliyetli ve güzel   Mevlevî olduğunu ve mevlevîhâneye   Tarihi adlı eserlerinde sözünü ettiği
                   sesli gençleri bulup yetiştirmek ve   gelen üstatlardan da faydalandığını,   hânende Buhurcuzâde’nin Mustafa
                   geldikleri ülkelerin mûsikisi hakkın-  dervişlerden ney üflemeyi öğrendi-  Itrî Efendi olması mümkündür.
                   da  bilgi  edinmek  amacıyla  istediği   ğini ifade eder (Türk Musikisi Klasik-
                   rivayet  edilmektedir.  Şeyhî,  Sâlim,   lerinden Mevlevî Âyinleri, II/7, s. VII).   Kaynakça:
                   Safâyî gibi tezkire müelliflerine göre  Eski kaynaklarda yer almayan bu bil-  https://islamansiklopedisi.org.tr/
                                                                                     itri-efendi-buhurizade





                                                                                                                    103
   100   101   102   103   104   105   106   107   108   109   110