Page 122 - ÇALGI EĞİTİMİ GİTAR | 11
P. 122

2. Müzikal cümleler tam kararlı mı, yarım kararlı mı bittikleri tespit edilerek
               cümle sonlarına yazılmalıdır. Bilindiği gibi yarım kararlı cümleler, çözü-
               me ihtiyaç duyan gerilimli cümleler olduğu için soru cümlesi ifadesiyle
               seslendirilmelidir. Tam kararlı cümleler gerilimi ortadan kaldıran çözüm
               cümleleri olduğu için cevap cümlesi ifadesiyle seslendirilmelidir. Klasik
               Dönem’de daha da belirginleşen tonik ve dominant akor ilişkisi, cümlele-
               rin soru veya cevap etkilerinin de belirgin çalınmasını gerektirmiştir.

            3. Klasik  Dönem  stiline  ait  bir  eser  seslendirirken  bilinmesi  gereken,  dik-
               kat edilecek temel bazı uygulamalar bulunmaktadır. Barok Dönem’deki
               kontrpuan  yerini  klasik  armoniye  bırakmıştır.  Klasik  armonide  birbiriyle
               konuşan  sesler  yerine  baskın  bir  ezgi  ve  bu  ezgiye  eşlik  eden  seslerle
               bas partisi bulunmaktadır. Dolayısıyla seslendirme yaparken bas yürü-
               yüşlerine  dikkat  etmeye  devam  etmekle  birlikte,  bir  sesin  solist  olarak
               öne çıktığını, diğer seslerin ise ağırlıkla eşlikçi konumunda olduğu akılda
               tutulmalıdır. Buna göre hangi telde daha gür, hangi tel ve tellerde daha
               hafif ses üretileceği belirlenip eser üzerine not edilmelidir. Bu adım, 2.
               adımda sözü edilen soru-cevap (dominant-tonik) cümlelerinin belirginleş-
               mesini de sağlayacaktır.

            4. Klasik  Dönem’in  öne  çıkan  önemli  bir  özelliği  cümlelemede  daha  bağlı
               bir deyişin öne çıkmasıdır. Barok Dönem’e kıyasla artık daha basit, ya-
               lın, açık müzik fikirleri vardır ve bu fikirleri bütüncül bir şekilde ifade et-
               mek öne çıkmaktadır. Bu da seslerin bağ olsun olmasın, daha bağlı ifade
               edilmesini gerektirir. Bundan dolayı seslendirme yaparken motif ve müzik
               cümleleri iyi tanımlanmalı ve birbirine eklemlenen seslerle icra edilmeli-
               dir. Seslendirme yaparken notaların yazıldığı değer kadar uzatılması ve
               diğer  notalara  kesinti  olmadan  geçilmesi  gerekmektedir.  Bu  durumda,
               sol el parmaklarının buna göre çalıştırılması ve pozisyon geçişlerinde ses
               kaybının önlenmesi sağlanmalıdır.

            5. Barok  Dönem’de  hatırlanacağı  üzere  sesler  daha  kesik  çalınmaktaydı.
               Eserler genellikle askerî bir marş seslendirir gibi sert, kararlı, dinamik bir
               üslupla  seslendirilmekteydi.  Klasik  Dönem’de  artikülasyon  uygulama-
               larında  ilk  göze  çarpan  etki,  daha  staccato  (kesik)  bir  ifadeden  tenuto
               (sesin değeri kadar uzaması) bir deyişe geçiştir. Kısaca genel müzik stili
               daha bağlı ve şarkı söyler gibi seslendirmeye olanak sağlayacak şekilde
               değişmiştir. Klasik Dönem’de artık keskin sesler üretmeden, daha gövdeli
               ve aksansız sesler üretmeye doğru bir yaklaşım değişikliği olmuştur.

            6. Nüans kullanımında ve nüans değişikliğinde cümlenin bütüncül hatları-
               nın  ortaya  konmasını  sağlamak  için  cresendo  ve  decresendolar  önem
               kazanmıştır. Cümlenin başlangıcı ve bitişi, yükselen ve alçalan cresen-
               do-decresendo  uygulamaları  ile  seslendirilmeye  başlanmıştır.  Nüanslar
               genellikle derinden gelen veya sönen ifadelendirmelerle uygulanıp, Ba-
               rok Dönem’e göre ani nüans değişiklikleri son derece azalmıştır. Aynı za-
               manda Barok Dönem’deki piano ve forte nüansları, ara nüans renkleri-
               nin girmesiyle daha da çeşitlenmiş, derinleşmiştir. Klasik Dönem nüans
               uygulamaları cümlelemenin daha bütüncül olarak çalışmasına da destek
               olmuştur. Bu nedenle Klasik Dönem yorumlamada tüm ana ve ara nüans
               basamaklarıyla birlikte cresendo-decresendo dinamikleri de etkili bir şe-
               kilde kullanılmalıdır.

            7. Süslemeler, Barok Dönem’de daha keskin bir ifadeyle ve matematiksel
               bir anlayışla seslendirilirken Klasik Dönem’de süslemeler, daha yumuşak
               ve “alay eder” bir ifadeyle seslendirilmeye başlanmıştır. Süslemelerde en
               belirgin fark trillerde ortaya çıkmıştır. Barok Dönem’de triller tiz notadan
               başlayarak seslendirilirken Klasik Dönem’de triller pes notadan başlaya-
               rak seslendirilmelidir.



                                                                                                         121
   117   118   119   120   121   122   123   124   125   126   127