Page 299 - ÇALGI TOPLULUKLARI (BATI MÜZİĞİ) 12

ELEKTRONİK MÜZİK

1950’li yıllarda manyetik ses bandının icadıyla birlikte vokal ve enstrümantal müziğe yeni bir müzik türü olarak
eklenmiştir. Bu müzik türünden elektronik olarak güçlendirilmiş mekanik müzik değil, elektronik olarak üretilmiş
sesler ve kompozisyonlar anlaşılmalıdır. İlk elektronik müzik stüdyosu, 1951 yılında Köln’de (Köln) kurulmuştur.

EĞLENCE MÜZİĞİ

19. yüzyılın sonlarında ortaya çıkmış, modern toplumda plak olarak satın alınabilen ve radyo aracılığıy-
la yayılan hafif müzik türü olarak toplumda yer edinmiştir. Dans haricinde tüm modern eğlence müzikleri,
dinleyicinin oyalanmasını hedeflemektedir.

FİLM MÜZİĞİ

Dramatik etkiyi güçlendirmekte önemli rolü olan, karakteri ve süresi filmin akışına göre değişen, yerine
göre efektleri de içeren fon müziğidir. Sahne ve radyo oyunlarıyla filmlere yapılan müzik, doğası gereği
programlı müziktir. 1930’lu yıllara kadar sessiz filmler için piyanoda kesintisiz eşlik müziği yapılmıştır. Daha
sonraki yıllarda sesli filmler için büyük orkestralar ve oda müziği kullanılmış, aynı zamanda elektronik müzik
de kullanılarak filmin kendine ait bestesi yapılmıştır. 1960’lı yıllardan sonra sevilen ünlü klasik müzik eser-
lerinin film müziği olarak kullanılması yoluna da gidilmiştir.

FLAMENKO MÜZİĞİ

Hindistan’dan dünyaya yayılan ve 11. yüzyılda İspanya’ya gelen çingenelerin Arap, Yahudi ve İspanyol etkisinde
kalarak geliştirdikleri müzikli danstır. 19. yüzyıl ortalarına kadar kendi aralarında söyledikleri, dans ettikleri, çaldıkları bir
müzik olmuştur. “Ole” diye bağırma, el çırpma, parmak şaklatma ve topuklarla vuruş; dansın bir parçasıdır.

NEW AGE

Yeni Çağ olarak adlandırılır. 1990’lı yıllarda çıkmış ve “hippi” akımından etkilenmiştir. Ortaya çıkışı,
Doğu felsefesinin evren ve onun düzeniyle ilgili düşünce tanımına dayanmaktadır. İnsanları değişik düşün-
meye; dil, din, ırk gibi sınırları kabul etmemeye yönlendirmek amacını gütmektedir. Tüm bu farklı unsurların
uyumlu birlikteliğini gözeterek gelişen “yeni akustik müzik” olarak da adlandırılan enstrümantal müziktir.

LATİN MÜZİĞİ

İspanya’ya göç eden Afrikalılar; bir avuç Güney Amerikalı zenginin işlerini, hizmetçiliğini ve köleliğini
yapmıştır. İspanya’dan Latin Amerika’ya köle ticareti için götürülen insanlar; zamanla kendi durumlarını,
acılarını mırıldandıkları ezgilerle ve şarkılarla ifade etmiştir. Latin müziği, Afrika-İspanya ritimlerinin oluştur-
duğu bu doğal müzik sentezinin oluşturduğu bir türdür.

TANGO

Arjantin’de yaşayan göçmenlerin dans kültüründen etkilenerek doğmuştur. Güney Amerika ülkelerinde ve
İspanya’da bayram ve karnavallarda yapılan dans müziğidir. Pek çoğu piyano eşliğinde vokal için bestelenmiş-
tir. Tango üç türde gelişmiştir: Tango Milonga (Milonga); yalnız çalgılarla seslendirilen, canlı tempoludur. Tango
Romanza (Romanza); lirik ve melodik karakterde, sözlü ya da sözsüz yapıdadır. Tango Cancion (Konsiyon),
yaşamı dramatize eder; duygulu ve karamsardır. Önceleri keman, flüt, gitar ya da akordeon üçlüsünden oluşan
tango gruplarından oluşmuştur. Daha sonraları akordeon yerini bandoneona bırakmıştır. 1920’li yıllarda Türki-
ye’de görülen sözlü ve akordeonlu tangonun temsilcileri olarak Fehmi Ege, Seyyan Oskay ve Şecaattin Tanyerli
sayılabilir. Arjantin tangosunun Türkiye’deki en büyük temsilcisi, bandoneon sanatçısı Orhan Avşar’dır.

ÇİGAN MÜZİĞİ

Çigan müziği, Macaristan romanlarından doğan bir müziktir. Bu müzik türü, Macar halk müziğinden
farklı özelliktedir. Romanlar, Macar köylerindeki değerleri kendi kültürleriyle birleştirmiştir. Böylece çok yay-
gın bir popüler şarkı ve dans müziği olan Çigan müziği ortaya çıkmıştır.

298