Page 14 - THM TEORİ VE UYGULAMASI (ORTAK-TSM) 12
P. 14
1. ÜNITE
UZUN HAVALAR
HAZIRLIK ÇALIŞMALARI
• “Uzun hava” terimi hakkında bildiklerinizi söyleyiniz.
• Ülkemizdeki uzun hava türlerine örnekler veriniz.
1. UZUN HAVALAR
“Uzun havalar” genel olarak usul bakımından serbest olup belli bir makam dizisi olan ve konuşur gibi
seslendirilen (resitatif) ezgilerdir. “Uzun hava” terimi Türk halk müziği çalışmalarının başlamasıyla birlikte
kullanılmaya başlamıştır. Çeşitli yörelerde uzun hava yerine “yüksek hava”, “düz hava”, “avaz”, “ova hava-
sı”, “engin hava”, “uzun kayda” gibi terimler de kullanılır. Uzun hava söylemek ise “hava yakmak”, “yakım
yakmak”, “hava asılmak”, “hava ekmek”, “çıkışmak” ve “koşma koşmak” şeklinde ifade edilir.
Uzun havalar ile ilgili olarak birçok tanım yapılmıştır. Bu tanımların ilkini Cumhuriyet Dönemi’ndeki ilk
resmî derleme çalışmasını gerçekleştiren Seyfettin ve Sezai ASAF kardeşler yapmıştır. Asaf kardeşler uzun
havayı “Avrupa musikisindeki resitatifin mukabilidir (karşılığıdır), usul ile çalınmaz.” ifadeleriyle tanımlamış-
lardır. Müzikolog ve araştırmacı Mahmut Ragıp GAZİMİHAL, “Usulsüz musikilere Anadolu’da uzun hava
ismi verilir.” şeklinde açıklamıştır. Besteci ve müzik eğitimcisi Ahmet Adnan SAYGUN, “ritmi tamamiyle ser-
best olup konuşmayı yakından izleyen serbest tartımlı türküler.” sözleriyle uzun havayı tanımlamıştır. Türk
halk müziğinin ilk hocalarından ve derlemecilerinden Muzaffer SARISÖZEN ise uzun havayı “Ölçü ve ritim
bakımından serbest olduğu hâlde, dizisi bilinen ve dizi içindeki seyri belli kalıplara bağlı bulunan ezgiler.”
şeklinde tanımlamıştır (Şenel, 1992: 55-57).
Tüm bu tanımlarda uzun havaların ön plana çıkan özelliği usulsüz, yani ritim bakımında serbest olmala-
rıdır. Ancak, genel olarak bu özelliğe sahip olmakla birlikte, ritimli kısımlar içeren uzun havalar da mevcuttur.
Başta, ortada ya da sonda ritimli saz bölümleri olan uzun havalar da vardır (Harput Divanı, Kerkük Divanı
vb.). Türk halk müziğindeki ritimli ve sözlü ezgiler olan “kırık havalar”ın bazılarında da usulsüz olarak ses-
lendirilen cümleler ya da bölümler bulunur (Çoktan Beri Yollarını Gözlerim, Havalanma Telli Turnam vb.).
Uzun havaların çok önemli bir özelliği de ait oldukları yörenin mahallî ağzıyla seslendirilmeleridir. Yurdumu-
zun hemen her yöresinde farklı mahallî ağızlar mevcuttur.
Bilgi Notu
Ağız: Aynı dil içinde ses, şekil, söz dizimi ve anlamca farklılıklar gösterebilen, belli yerleşim
bölgelerine veya sınıflara özgü olan konuşma dilidir.
1.1. AĞIT
1.1.1. Ağıt Kavramı
Genellikle ölen bir kimsenin ardından söylenen, o kişinin güzel huy ve davranışlarını anlatan, ayrıca
geride kalanların acılarını yansıtan şiirlere ve bunların ezgilendirilmiş hâllerine “ağıt” denir. Ağıtlar sadece
ölüm konulu değildir. Toplumu etkileyen büyük felaketlerin, doğal afetlerin ve elim olayların acılı etkilerini
dile getiren ağıtlar da bulunur. Bunun yanında, Anadolu’da kına gecelerinde gelinin baba evinden ayrılışıyla
oluşan hüznü dile getiren ağıtlar da yakılır (Görsel 1.1).
Ağıt söyleme işine “ağıt yakma”; ağıt söyleyen kişilere ise “ağıtçı” denir. Eğer ağıt yakan kişi ustaysa
kendisi doğaçlama olarak bir kişinin ismine özel ağıt da yakabilmektedir. Ağıtlar, ölen kişinin ya da yakınla-
rının ağzından söylenir. Anadolu’da ağıt yakma işi genellikle kadınlara özgüdür.
12