Page 15 - THM TEORİ VE UYGULAMASI (ORTAK-TSM) 12
P. 15
Türklerde çok eskiden beri ağıt yakma geleneği mevcuttur. Eski Türklerde “Yuğ” adı verilen cenaze
törenlerinde “sagu” adı verilen şiirlerin söylendiği bilinmektedir. Dünyanın birçok yerinde ölüm veya acıklı
olaylardan ötürü yas tutma ve ağıt yakma geleneği vardır.
Görsel 1.1: Kına gecesi
1.1.2. Ağıtların Makamsal Yapısı
Anadolu’nun hemen her yöresinde ağıt yakma geleneği vardır. Ağıtlar ait oldukları yörenin mahallî ağ-
zıyla okunur. Ayrıca o yörenin türkülerinde yaygın olan makam dizileriyle seslendirilir.
Ağıtların tamamı uzun hava değildir. Kırık hava olarak ezgilendirilmiş ağıtlar da vardır (Örneğin, “Ata-
türk’e Ağıt”, “Çamlığın Başında Tüter Bir Tütün”, “Devrent Deresine Duman Bürüdü” vb.). İster uzun hava
ister kırık hava şeklinde olsun, ağıtların ezgileri son derece hüzünlü ve yanıktır. Gerek söyleyende gerek
dinleyenlerde derin bir etki bırakır.
1.1.3. Ağıtların Sözel Yapısı
Ağıtların sözleri genellikle anonim karakter taşır ve 7’li, 8’li ya da 11’li hece ölçüsü ile yazılır. Bazen
bu ölçülerin dışına da çıkılmaktadır. Ağıtların çoğu dörtlüklerden oluşur. Bazı ağıtların kavuştak (nakarat)
bölümüne sahip olduğu da görülmektedir.
Şahin Bey Vuruldu
Şahin bey vuruldu yollar açıldı
Antep’in üstüne matem saçıldı
O güzel Antep’e düşmanlar doldu
Uyan Şahin uyan bak neler oldu
Şahin’i sorarsan otuz yaşında
Süngüyle vuruldu köprü başında Kına Ağıtı
Küçücük yavrular ağlar peşinde
Uyan Şahin uyan Antep karşında Baban pazara varmasın
İbrişimi çok almasın
(Selahattin ERORHAN / Gaziantep) Evde kızım var demesin
Yavrum kınan kutlu olsun
Atladı geçti eşiği
Sofrada kaldı kaşığı
Büyük evin yakışığı
Yavrum kınan kutlu olsun
(Anonim)
13