Page 41 - TÜRK İSLAM MUSİKİSİ 12
P. 41

2.3.  Türk İslam Musikisinin Edebiyatla Bağı
                Türk İslam kültüründe edebiyat ve musiki arasındaki bağ ol-
            dukça derindir. Edebiyat ve musiki tarih boyunca
            birbirlerini etkilemiştir. İnsanın ruhani boyutuna dair
            düşünceler hem Türk İslam musikisinde hem de ede-
            biyatta önemli bir konu olarak ele alınmıştır. Şiir ve
            müzik arasındaki yakın ilişki Türk kültürünün önem-
            li bir parçası olarak kabul edilir. Türk İslam musikisi,
            edebiyatın temel konularından biri olan insanın ma-
            nevi boyutuna dair düşüncelerle paralellik gösterir.
            Türk edebiyatında da tasavvufi düşüncelerin izleri
            sık sık görülür. Bu edebî akımın öncüleri olan şairler,
            İslam'ın getirdiği öğretiler doğrultusunda insanın ru-
            hani boyutuna dair düşüncelerini şiirlerine yansıtmış-
            lardır (Görsel 2.8). Aynı şekilde, Türk İslam musikisi
            bestekârları da bu tasavvufi düşünceleri musikiye
            yansıtmışlardır. Her ikisi de aynı kaynaktan beslenen
            birbirinden ayrılmaz bir bütündür ve tasavvufi söy-
            lemlerin yansıtıldığı birer sanat dalıdır. Bu nedenle,
            edebiyat ve musiki arasında sıkı bir ilişki vardır.                               Görsel 2.8
                Türk musikisi çoğunlukla söz musikisidir. Türk                        Yunus Emre (Temsilî)
            musikisi literatüründeki eserlerin büyük bir çoğun-
            luğu sözlü eserlerden oluşur. Bu nedenle Türk musikisi kültüründe
            şiirin, müziği anlamlandırma ve ifade etme konusunda önemli bir
            rolü vardır. Gerek klasik edebiyat gerekse halk edebiyatı şairleri, şi-
            irlerini belirli vezinlere ve hece ölçülerine uygun olarak yazmış ve bu
            şiirler daha sonra bestekârlar tarafından bestelenmiştir.
                Klasik Türk Edebiyatı döneminde kullanılan nazım şekilleri hem
            şiir formu olarak hem de musiki formu olarak kullanılmıştır.  Şarkı,
            nazire, murabba, muhammes, müseddes, müsebba, gazel, münacat,
            naat, kaside, mersiye, tevşih gibi divan edebiyatı nazım şekilleri aynı
            zamanda birer musiki formudur.

                Türk kültüründe önemli bir yere sahip olan aşıklık geleneğinin
            temelinde saz vardır ve aşıklar şiirlerini doğaçlama bir şekilde, bir
            saz eşliğinde söylemişlerdir. Bazı tekke ve dergâhlarda nutuk, ayin,
            tapuğ gibi nazım şekilleri ya bir ritim eşliğinde ya da saz eşliğinde
            söylenmiştir. Dergâh ve tekkelerde pek çok tasavvuf büyüğünün
            aynı zamanda musikişinas olduğu bilinmektedir. Türk İslam coğ-
            rafyasında pek çok şairin eserleri tekkelerde ilahi, nefes, ayin gibi
            Türk İslam musikisi formlarıyla bestelenmiştir. Örneğin Yunus Em-
            re’nin "Divan”ı, Mevlana’nın "Mesnevi”si ve "Divan-ı Kebir”i,Aziz
            Mahmud Hüdayi’nin "Divan-ı İlahiyat”ı, Süleyman Çelebi’nin "Vesi-
            letü’n-Necat”ı ve Hacı Bayram-ı Veli’nin "Şathiye”si gibi eserler Türk
            tasavvuf musikisi bestelerine güfte kaynağı olmuştur.






                                                                                                          39
   36   37   38   39   40   41   42   43   44   45   46