Page 103 - TÜRK MÜZİĞİ TARİHİ 12
P. 103
2. ÜNİTE
Salih Murat Uzdilek (1891-1967)
1891 yılında İstanbul’da doğmuştur (Görsel 2.69). Öğrenim ha-
yatını Deniz Harp Okulu ve Yüksek Telgraf Okulunda tamamlamış-
tır. Teğmen olarak 1912 yılında İngiltere’ye gönderilmiş, Londra’da
eğitim alarak mühendis olmuştur. Fizik ve matematik öğretmenliği
yapmıştır. Asistan olarak girdiği İstanbul Teknik Üniversitesinde or-
dinaryüs profesörlüğe kadar yükselmiştir. 1967 yılında İstanbul’da
vefat etmiştir.
Türk müziği ve Batı müziğini detaylı bir şekilde inceleyen Uzdi-
lek, bu konuda yurt içi ve yurt dışında birçok kongreye katılmış ve
konferanslar vermiştir.
Eserleri: İlim ve Musiki, Türk Musikisi Üzerine Etütler.
Görsel 2.69: Salih Murat Uzdilek
Muallim İsmail Hakkı Bey (1866-1927)
1866 yılında İstanbul’un Balat semtine bağlı Mollaaşkî mahal-
lesinde doğmuştur (Görsel 2.70). Babası İdâre-i Mahsûsada (özel
idare) memur Hânende Râşid Efendi’dir. Müziğe olan ilgisi ve yete-
neği ilkokulu bitirdiği yıllarda keşfedilmiştir. 13 yaşında mahalle ca-
misinde ezan okuduğu bir sırada saray müezzinlerinden biri, sesini
çok beğenmiş ve Mızıka-ı Hümayuna öğrenci olarak girmesine ara-
cı olmuştur. Türk müziği derslerini Latîf Ağa’dan almış, Zâti Bey’den
(Arca) ise Batı notası öğrenmiştir. Guatelli Paşa’dan da dersler alan
sanatçı kısa bir zamanda hünkâr müezzini olmuş ve serhanende
(hanende başı) unvanı ile saray fasıl heyetinin başına getirilmiştir.
Mızıka-ı Hümayundaki görevinde yükselmiş kendisine kaymakam
(yarbay) rütbesi verilmiştir. II. Meşrutiyet yıllarında fasıl şefi ve ta-
nınmış bir besteci olarak halka yönelik konserler vermiştir. Musiki-i
Osmani Mektebini (Osmanlı Müziği Okulu) kurarak burada pek çok
öğrenci yetiştirmiştir. Dârülelhanda solfej derslerine girmiş ve fasıl
heyetine öğretmenlik yapmıştır. Bu kurumun Türk musikisi bölü- Görsel 2.70: Muallim İsmail Hakkı Bey
müne müdür olmuş ve icra heyetini yönetmiştir. Rauf Yekta Bey ve
Ahmet Irsoy’la birlikte 1926 yılında bu kurumda oluşturulan tasnif heyetine atanmıştır. 1927 yılında İstanbul’un
Bebek semtindeki evine giderken vefat etmiştir. Sanatçının ölümünden sonra nota defterleri, nota koleksiyonu
ve evrakı TRT Müzik Dairesine geçmiştir.
Cumhuriyetin ilk yıllarında icra edilen makam sayısı sınırlı olduğundan sanatçı, başka makamları ve bu ma-
kamlara ait fasılları tanıtmaya yönelik konserler düzenlemiştir. Zamanla az kişiden oluşan “ince saz takımları” yeri-
ne otuz kırk kişiden oluşan saz ve ses topluluklarıyla konserler vermeye başlamıştır.
Çok önemli bir besteci olan İsmail Hakkı Bey her formda bine yakın eser vermiştir. Bunların içinde sayısı otuzu
bulan marş, operet ve dinî eserler de vardır. Bestelediği operetlerde alışılmışın dışına çıkarak orkestra yerine “ince
saz” takımı kullanmış, kısa sürede bu tarzın yaygınlaşmasını sağlamıştır. Çağdaşı Suphi Ezgi bile onu örnek alarak
“Lale Devri” operetini bestelemiştir. Türk müziğinin dışına çıkarak Yahudilerin vermiş olduğu İbranice güfteler
üzerine, sinagog ve havralarda okunması için dinî eserler bestelemiştir.
İsmail Hakkı Bey’in bilinen eserlerinden bazıları şunlardır:
• Kuramsal Eserleri: Solfej veya Nota Dersleri, Usûlat, Solfej, Makamat ve İlaveli Nota Dersleri, Mahzen-i Esrar-ı
Musıkî veya Teganniyat-ı Osmanî.
• Müzik Eserleri: 6 operet, 15 peşrev, 21 saz semaisi, 5 kâr, 1 kâr-ı natık, 1 methal, 10 dinî eser, 8 oyun havası, 17
zeybek, 2 longa, 30 beste, 26 ağır semai ve aksak semai, 3 zengin semai, 36 yürük semai, 320 şarkı.
102 TÜRK MÜZİĞİNDE DÖNEMLER