Page 16 - ÇALGI EĞİTİMİ UT 12
P. 16

1. ÜNİTE: UT İCRASINDA TAKSİM



                    Taksim Formunun Melodik Yapısı

                    Başarılı  bir taksimin yapılabilmesi için taksimde dolaşılan makamın belli edilmesi, makam
                 özelliklerinin (basılan sesler, seyir, durak, güçlü ve diğer derecelerin görevi) bilinmesi ve uy-
                 gulanması, sağlam bir yapı, biçim, ritmik ve melodik yapıların iyi düzenlenmesi gerekmektedir.

                    Bir melodi çizgisinde, bir cümlede bilerek veya bilmeyerek bazı seslere fazla önem verilir. Bu
                 durum, o melodi çizgisinin karakterini etkiler (rast makamında bir taksimde, ırak veya arasında
                 dolaşan bir cümlede dügâhı ve rastı çok kullanıp segâhta asma karar yapmak gibi).
                    Asma kararları kuvvetlendirmek veya seyri monotonluktan kurtarmak için küçük geçkiler
                 yapılabilir. Ancak başlangıçta asıl makamın seslerini ve seyrini iyice duyurmak gerekir.
                    Müziğin genel prensipleri ve özellikleri taksimde de geçerlidir. Seslerin çıkarken tizleşme,
                 inerken de pestleşme özelliği vardır. Örneğin rast, hicaz, hüseyni vb. makamlarda çıkışta eviç
                 olur, inişte pestleşir hatta acem perdesine kadar pestleşebilir.

                    Aynı makamdan oluşan eserlerin icra edildiği konser eserleri arasında yapılacak olan tak-
                 sim için ayrılan süre içinde taksimin karakterini, kaba taslak dolaşılacak ve kalınacak sesleri
                 önceden planlamak gerekir. Bol mızrap, aynı seste devamlı vuruşlar yerine; kararlı, vibratolu,
                 güzel renkli, vurgu ve nüansların belli olduğu sesler kullanılmalıdır. Sessiz çarpma ve diğer
                 süslemeler; legato, glissando gibi teknikler taksimde çok yardımcı olur. Bu teknikleri dengeli
                 ve yerinde kullanmak taksimde  iyi bir sonuç alınmasını sağlar.

                    Konuşmada olduğu gibi taksimde de anlatılmak istenilen tam ve doğru anlatılmalıdır. Cümle
                 fazla uzatılmamalı, amaçsız tekrar yapılmamalı; sesler, motifler, cümle ve bölümler birbiriyle ilgili
                 olmalıdır. Çalarken bir yandan da ileride yapılacak hareketler düşünülmeli, cümleler arasında
                 düşünmek için durulmamalıdır. Taksimde vurgu, nüans, gider (hızı) iyi ayarlanmalı; ses kalitesi
                 değişik ses renklerinin aranması gibi ifade unsurları iyi kullanılmalıdır.
                    20. yüzyılın başlarında yapılan ve elimizde bulunan ses kayıtları, taksimler hakkında bize
                 bilgi veren esaslı kaynaklardır. Bu kayıtlar sayesinde 19. yüzyıl sonları ve 20. yüzyılın başların-
                 daki taksim formu ve anlayışına ait bilgilere sahip olduğumuz söylenebilir. Keman, kanun, ut,
                 kemençe, tambur, ney gibi çalgıların ustalarına ait ses kayıtları, taksim formunun belirlenmesi
                 bakımından çok değerli kaynaklardır. Günümüze ulaşan bu kayıtlar, eski saz ustaları ve onları
                 takip eden diğer ustaların icraları ve taksim formu hakkında bize ayrıntılı bilgi vermektedir.
                    Neyzen Emin Efendi, Kanuni Hacı Arif Bey, Tamburi Cemil Bey, Udi Nevres Bey, Kemani İhsan
                 Bey, Kemani Reşat Bey, Klarnet İbrahim Efendi, Kanuni Artaki Efendi, Kemençeci Anastas gibi
                 ustaların birçoğu kendi dönemlerinin taksim örneklerini kayıtlara geçirmişlerdir. Bu kayıtlar mev-
                 cut ilk kayıtlardır. Bu dönemin gazelhanlarına ait gazellerdeki makam, melodik yapı ve istiflerle
                 benzeşmektedir. Hafız Osman ve Hafız Sami’nin gazelleri en güzel gazel örnekleridir. Bütün
                 bu taksimler ortak özellikleri itibariyle geleneksel veya klasik taksimler adı altında toplanabilir.
                 Bahsedilen ilk ustaları izleyen  Hasan Ferit Alnar, Şerif Muhittin Targan, Mesut Cemil gibi ustalar
                 olgunluk dönemlerinde kendilerinden önce var olan geleneksel taksim formundan uzaklaşarak
                 yeni bir form anlayışına girmişlerdir.





















               14
   11   12   13   14   15   16   17   18   19   20   21