Page 14 - ÇALGI EĞİTİMİ FLÜT 9
P. 14

FLÜTÜN TARİHÇESİ, YAPISI, ÇEŞİTLERİ VE BAKIMI



               1.1. FLÜTÜN TARİHSEL GELİŞİMİ


                   İlk  Çağ  uygarlıklarında  insanlar;  bambu,  ağaç  kovuğu,
               boynuz,  kemik  ve  hayvan  dişlerine  üfleyerek  ses  çıkarabil-
               diklerini  fark  etmişlerdir.  Flütün  insanlık  tarihi  kadar  eski  bir
               geçmişe sahip olduğu arkeolojik bulgularla ortaya konmuştur.
               Neandertaller  tarafından,  günümüzden  yaklaşık  45.000  yıl
               önce  bir  ayı  yavrusunun  uyluk  kemiğinden  iki  delikli  olarak
               yapıldığı iddia edilen bir flüt (Görsel 1.1) Kuzey Slovenya’da
               bulunmuştur. Bilinen en eski müzik aleti olarak Slovenya Millî
               Müzesinde sergilenmektedir.
                   Birçok uygarlıkta flüt yaygın bir şekilde kullanılmıştır. Her
                                                                        Görsel 1.1:  Kemikten Yapılmış Üflemeli Çalgı
               bir  uygarlıkta  farklı  flüt  çeşitleriyle  karşılaşılmıştır.  Flütün  bir
               uygarlıkta icat edilip diğer uygarlıklara yayılmasından ziyade, farklı uygarlıklarda değişik flüt çeşitlerinin icat
               edildiği yapılan kazılarla anlaşılmıştır.
                   Örneğin Antik Yunan’da (MÖ 7) en yaygın olarak kullanılan üflemeli çalgı “aulos”tur. Üflemeli çalgılardan
               bir diğeri de Yunan mitolojisinde tanrı Pan’ın buluşu kabul edilen pan flüttür. Mezopotamya uygarlıklarında solo
               veya koroya eşlik eden kamış kavallara “sem” düz çalınan flütlere “tiğ” ya da “tiggi” adı verilmektedir. Yapılan
               kazılarda bulunan çalgılar Mısır uygarlığının (MÖ 4000) müziğe verdiği önemi göstermektedir. Bunlardan
               bazıları; çift kamışlı flüt, ney, arp, davul, trompet gibi enstrümanlardır. Çin uygarlığında (MÖ 3000) kullanılan
               en eski üflemeli çalgı “pai-siao” (paysiyo) adı verilen bir pan flüttür.

               1.1.1. Flütün Tarih İçindeki Gelişimi


                   İlk Çağ uygarlıklarından günümüze kadar hemen
               hemen  her  toplumda  flüt  kullanılmıştır.  Rönesans
               Dönemi’nde (1400-1600) flütler yapı olarak çeşitlilik
               göstermiş ve farklı üfleme tekniğine sahip iki flüt ön
               plana çıkmıştır. Bunlar “transverse” [tıransvers (Gör-
               sel 1.2)] ve “recorder” [rikordır (Görsel 1.3)] flütlerdir.
               Eski flütler ağız deliği yuvarlak, kapaksız bir boru ve
               bu boruya açılmış altı delikten oluşmaktadır. Flütün,
               1600-1750 yıllarını kapsayan Barok Dönem’de geliş-
               meye başladığı bilinmektedir. Dönemin flüt virtüözleri
               ve flüt yapımcıları, flütün yuvarlak olan hava deliğini
               ovalleştirmiş ve üzerindeki delik yapısını değiştirmiş-
               lerdir.  Barok  Dönem’e  kadar  tek  parça  olan  flüt  bu
               dönemde günümüzdeki gibi üç parçadan oluşmuştur.
               Dönemin ortalarına doğru flüte yedinci delik de eklenerek
               seslerin daha kolay çıkmasını sağlayan bir perde sistemi
               ile flütün gelişimi sağlanmıştır.
                   O döneme kadar flütlerin ihtiyaca cevap vermekte
                                                               Görsel 1.2:  Transverse Flüt  Görsel 1.3:  Recorder Flüt
               yetersiz kaldığı ve perde sisteminin geliştirilmesi gerek-






               12
   9   10   11   12   13   14   15   16   17   18   19