Page 21 - Çalgı Eğitimi Kontrbas 9
P. 21

OKUMA METNİ




                Bu benim. Yani biziz. Arkadaşlarla ben. Devlet orkestrası. Brahms, İkinci Senfoni, etkileyici bir
            olay. Bunu çalarken altı kişiydik. Orta büyüklükte bir kadro. Toplam olarak sekiz kişiyiz. Bazen
            dışardan destek geliyor, on oluyoruz. On ikiye çıktığımız da olmuştur, harika bir şey, inanın bana,
            olağanüstü. On iki kontrabasın karşısına —yani şimdi teorik olarak— koca bir orkestrayla çıksanız
            baş edemezsiniz. Başta, sırf fiziksel nedenlerden ötürü. Ötekiler toplayabilir artık pılı pırtılarını.
            Ama biz olmadan hiç mi hiçbir şey yürümez. Sorun istediğinize. Her müzisyen size rahatlıkla
            doğrulayacaktır bir orkestranın her zaman için yönetmensiz edebileceğini, ama kontrabassız asla...

                                                                   ...Öte yandan tasarlanması imkânsız bir
                                                                   şey varsa o da kontrabassız bir orkestradır.
                                                                   Hattâ denebilir ki, orkestra —tanımı
                                                                   geliyor şimdi— ancak ve ancak bir basın
                                                                   bulunduğu yerde başlar. Birinci kemanı
                                                                   davulu, trompeti, hiçbir şeyi olmayan
                                                                   orkestralar vardır. Ama bası olmayan
                                                                   orkestra olmaz.
                                                                   Varmak istediğim nokta, kontrabasın
                                                                   mutlak olarak ve fark atarak en önemli
                                                                   orkestra  çalgısı  olduğunu  saptamak.  Hiç
                                                                   de öyle belli etmez.

                Ama geri kalan bütün orkestranın, yönetmen de dâhil, ayak basacağı o bütün esas düzeni
             kuran odur. Yani kontrabas üzerinde bütün o eşsiz yapının yükseldiği temeldir, mecazi olarak. Bası
             çekin alın, Babil’deki diller kargaşasının dik alası çıkar ortaya, kimsenin ne diye müzik yaptığını
             bilmez olduğu bir Sodom. Bir tasarlayın —örnek olarak şimdi— Schubert’in si minör senfonisi,
             baslar olmaksızın. Felaket. Atabilirsiniz bir kenara. A'dan Z’ye kadar bütün orkestra literatürünü —
             hem de istediğiniz çeşitten senfoni, opera, solo konçerto— öylece olduğu gibi çöpe atabilirsiniz,
             kontrabaslar yoksa işin içinde, öylece olduğu gibi. Hem sorun bakalım bir orkestra müzisyenine,
             ne zaman şaşırmaya başlıyormuş! Sorun hele! Kontrabası duyamaz olunca. Fiyasko. Hele caz
             topluluğunda daha da belirgindir bu durum. Bir caz topluluğu, patlarcasına —yani şimdi mecazi
             olarak— dağılır gider, bas susarsa. Öbür müzisyenlere bir anda her şey anlamsız gelmeye başlar.

                                                          Süskind, P. (1989). Kontrabas. İstanbul: Kıyı Yayınevi.
                                                                       (Komisyon tarafından düzenlenmiştir).



                        4. ETKİNLİK


            • Yukarıda Patrick Süskind'e ait bir eser olan Kontrabas'tan bir alıntı yer almaktadır.  Bu eser tek kişi-
                 lik bir oyun olarak ülkemizde de birçok kez sahneye konmuştur. Bu metinden yola çıkarak çaldığı-
                nız enstrümanı sevmenin önemini anlatınız. Duygularınızı sınıf arkadaşlarınız ve öğretmeninizle
                paylaşınız.





                                                                                                              19
   16   17   18   19   20   21   22   23   24   25   26