Page 14 - Çalgı Eğitimi Tambur 9
P. 14

1. TAMBUR HAKKINDA GENEL BİLGİLER





                 HAZIRLIK ÇALIŞMASI
                 •  Tambur kelimesinin sözlük anlamını farklı kaynaklardan araştırınız. Bulduğunuz sonuçları
                     arkadaşlarınızla paylaşınız.
                 •  Organolojinin tanımını ve kapsamını araştırınız.





                 1.1. Tamburun Tarihçesi
                 1.1.1. Tambur Kelimesinin Kökeni ve Manası

               Tambur  ifadesinin,  etimolojik  olarak  Sümer  müziğinde  telli  saz  anlamına  gelen  “pantur”
            kelimesinden geldiği kabul edilmektedir. Müzikolog Henry George Farmer (Henri Corç Farmır), Curt
            Sachs (Kört Saks) ve İngiliz araştırmacı  Francis William Galpin (Fransis Vilyım Gelpan), tambur
            kelimesinin “küçük yay” anlamındaki Sümerce “pantur”dan geldiği görüşünü savunmaktadır.
               Eski  Yunan  dilindeki  “pandouros”,  İskenderiye  dilindeki  “pandourion”,  “pandouris”,  Slav
            dillerindeki “pandora” ve Avrupa dillerindeki “bandurria”, “pandore”, “mandore” gibi kelimeler de
            ‘‘pantur’’un türevleri sayılmaktadır.
               Klasik müziğimizin başlıca çalgılarından biri olan tambur; ince uzun saplı, perdeli, mızrapla veya
            yayla çalınan, telli bir çalgıdır. Tamburun gövdesi, yarım bir elmayı anımsatan büyükçe bir yarım
            küre şeklindedir (Görsel 1.1).
               Tambur, Türkçe yazım kurallarına göre n ve b harflerinin yan yana gelmemesi nedeniyle “m” harfi
            ile yazılmaktadır. Ancak Osmanlıca kaynaklarda “nun” harfiyle yazıldığı için müzisyenler arasında
            “n” harfi ile yani “tanbur” şeklinde telaffuz edilir.















                              Görsel 1.1: Tambur
                 1.1.2. Tamburun Tarih İçinde Geçirdiği Değişim

               Türk  kopuz  ailesinin  mensubu  olan  tambur,  mûsikimizin  en  eski  çalgıları  arasında  yer  alır.
            Mezopotamya’da yapılan kazılardan çıkan kabartmalarda, tamburun atası sayılabilecek benzerlerine
            rastlandığı için köklerinin MÖ 3500-3200 yıllarına kadar uzandığı düşünülür (Görsel 1.2).















                                  Görsel 1.2: Uruk silindir mührünün kile çıkarılmış resmi
                                  (MÖ 3500-3200)




         12
   9   10   11   12   13   14   15   16   17   18   19