Page 15 - ÇALGI EĞİTİMİ TAMBUR 9
P. 15
Türkler, Orta Asya’dan göç ettikten sonra Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarına ayrı ayrı kollardan
giderek yerleşmişler ve gittikleri yerlere medeniyetlerini de götürmüşlerdir. Yerleştikleri ve egemenlik
kurdukları bu bölgelerde, günümüzde artık hâkimiyet sahibi olmasalar bile pek çok iz bırakmışlardır.
Türklerin hâkimiyet kurdukları bu coğrafi alanlarda sanatsal anlamda da pek çok ize rastlanmaktadır.
Tambur dâhil olmak üzere tüm telli çalgıların atası sayılan kopuz, Türk dünyasında çok geniş bir
coğrafyaya yayılmış, her bölgenin kendi kültürüyle harmanlanarak değişim ve gelişim göstermiştir.
Kopuzun tel ve perde sayısının artması ve sapının uzamasıyla oluşan yeni sazlara tambur, tambura
ve dombra adı verilmiştir.
Özbek ve Uygur mûsikisinde çalınan, birbirine benzeyen iki çalgı ile Kuzey Irak, Suriye ve İran’ın
Luristan bölgesinde halk müziğinde kullanılan bağlama benzeri çalgılar da tambur adını taşımaktadır.
Asya ve Anadolu’da yaygın olarak kullanılan tambura özellikle Arap ve İranlı müzisyenler çok önem
vermiş ve onu kullanmışlardır.
Arapça metinlerde tambur ilk defa X. yüzyılda geçer. Fârâbî, “tunbûr-ı mîzânî” (tunbûr-ı Bağdâdî)
ve “tunbûr-ı Horasânî” adıyla andığı iki tambur türünü, el-Mûsîḳa’l-kebîr adlı eserinde ayrıntılı biçimde
tanıtır. Daha sonra İhvân-ı Safâ, İbn Sînâ, İbn Zeyle ve Safiyyüddin el-Urmevî tamburdan bahsetmiş,
Abdülkādir-i Merâgī, Maḳāṣıdü’l-elḥân ve Câmi u’l-elḥân adlı eserlerinde çeşitli tamburları tasvir
etmiştir.
17. yüzyılda Dimitrie Cantemir’in (Dimitri Kantemir) Kitab-ı İlmi'l-Mûsikî âlâ Vechi'l-Hurûfât isimli
eserinde (Görsel 1.4) ve 18. yüzyılda Hızır Ağa'nın Tefihmül-makâmat fî Tevlî dü'n-nagâmat isimli
eserinde de (Görsel 1.3) farklı tambur tasvirleri görülmektedir.
Görsel 1.3: Hızır Ağa'nın Tefihmül-makâmat fî Görsel1.4: Dimitrie Cantemir'in harf nota sistemi
Tevlî dü'n-nagâmat adlı eserinde tamburî tasviri
13