Page 30 - ÇALGI EĞİTİMİ UT 9
P. 30
1. ÜNİTE
O KUMA PARÇASI
ŞERİF MUHİTTİN TARGAN ve HAYATI
fasıllar, Rauf Yektâ Bey’den nazariyat, Zekâi-zâde Hafız
Ahmet Efendi’den (Irsoy) makam ve usul öğrenmiştir.
Ali Rifat Çağatay ut konusunda Şerif Muhittin’in ken-
disini çok aştığını söylemiştir. Türk musikisi eserlerini
Batı’ya da dinletebilmek için çok sesli armoniden zi-
yade kontrpuana dayanan, fakat aynı zamanda millî
karakterini kaybetmeyen bir musikinin meydana ge-
tirilmesinin gerekliliğini ifade etmiştir. Tamamen Batı
tarzındaki beste anlayışının hâkim olduğu bir çalışma-
nın bazı yerlerine halk musikisi temaları yerleştirmek
ve bunları armoni kurallarına uydurmak suretiyle çok
sesli hale sokarak çağdaş Türk musikisi diye kabul
ettirmeye çalışmanın zaman kaybından başka bir şey
21 Ocak 1892’de İstanbul’un Çamlıca semtinde doğdu. olamayacağını vurgulamıştır. Targan’ın Bağdat’ta kaldı-
Babası Osmanlı Devleti’nin son Mekke emiri, Meclis-i ğı yıllarda Arap âleminin en ünlü udileri arasında anılan
Ayan ikinci reisi ve Evkaf nazırlarından Ali Haydar Paşa, Cemil ve Münir Beşir kardeşlerle Selman Şükür adlı
annesi Sabiha Hanım’dır. Hz. Peygamber’in 37. kuşak- sanatkârı yetiştirdiği bilinmektedir.
tan torunudur. Adındaki şerif kelimesi, aynı zamanda
bu irtibatın ifadesidir. Üniversite yıllarına kadar özel Şerif Muhittin virtüözlüğünün yanı sıra besteleriyle
dersler alarak öğrenimini sürdürdü. 1908’de Dârülfünun de tanınmıştır. Bestelediği yirmi beş civarındaki ese-
Hukuk Fakültesi ve bir yıl sonra Edebiyat Fakültesi’ne rin sadece üçü şarkı formundadır. Saz musikisine ait
girdi ve her ikisinden de mezun oldu. 29 Ekim 1916 eserleri arasında “Kapris, Koşan Çocuk, Kanatlarım
tarihinde babasının Mekke emirliğine tayini üzerine Olsaydı, Teemmüller” gibi orijinal besteleriyle dügâh,
onunla birlikte Hicaz’a gitti ve bir süre Şam’da bulundu. ferahfeza, hüzzam, uşşak saz semaileri en tanınmışla-
Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra yeni sanat çev- rıdır. İlk eseri Mehmet Akif Ersoy’a ithaf ettiği hüzzam
relerinden ilgi görmediği için gittiği Amerika’da (1924) saz semaisidir. Eserin birinci ve ikinci hanesiyle tesli-
sekiz yıl kaldı. New York’ta geçirdiği bir ameliyat sonrası mini on üç yaşında bestelemiş, üçüncü ve dördüncü
İstanbul’a döndü. Ancak bu defa da kendisine musi- hanelerini 1924’te tamamlamıştır. Şerif Muhittin’in son
kiyle ilgili ciddi bir görev verilmeyince iki yıl sonra Irak eseri, sözleri Behçet Kemal Çağlar’a ait, “Ömrümün
hükümetinin davetiyle Bağdat’a gitti (1934) ve burada son şevki sensin başka bir yar istemem” mısrasıyla
Doğu ve Batı musikisi bölümlerinin yer aldığı Bağdat başlayan suzinak şarkısı olup 1964’te Behçet Kemal
Konservatuvarını kurarak bölümün idaresini üstlendi, Çağlar’ın isteği üzerine Safiye Ayla’nın vereceği bir
ayrıca ut ve viyolonsel dersleri verdi. 1948’de geçirdiği konser için yirmi dört saat içerisinde bestelenmiştir.
bir rahatsızlık sonucu İstanbul’a döndü. Aynı yıl Hüseyin Klasik melodi yapısını kullandığı saz semailerinin dı-
Sadettin Arel’in istifasıyla boş kalan İstanbul Belediye şındaki saz eserleri daha çok Batı müziğine dayalı ut
Konservatuvarı İlmi Kurul Başkanlığına getirildiyse de, için bestelenen etütlerdir. Bu etütlerin Türk musiki-
1951’de yine sağlık sebebiyle bu görevinden istifa etti. 8 sinde belirli bir saz için bestelenmiş ilk eserler olduğu
Nisan 1950’de Safiye Ayla ile evlendi. Zarif ve mütevazi kabul edilir. Türk ve Batı musikisine ait çeşitli notaları
kişiliğiyle tanınan Şerif Muhittin 13 Eylül 1967 tarihinde vasiyeti üzerine Safiye Ayla tarafından Süleymaniye
vefat etti ve Zincirlikuyu Asrî Mezarlığı’na defnedildi. Kütüphanesi’ne bağışlanmıştır.
Türk musikisinin Batılı anlamda yetiştirdiği en büyük ut Kaynak
virtüözü kabul edilen Targan’ın musiki kabiliyeti ailesi https://islamansiklopedisi.org.tr
tarafından küçük yaşlarda fark edilmesine rağmen (TDV İslam Ansiklopedisi, 40. cilt,sayfa 18-19)
derslerine engel olacağı endişesiyle bu dönemde dü-
zenli musiki eğitimi alamamış, evlerinde düzenlenen
haftalık musiki toplantıları sayesinde musikiyle tanış-
mıştır. Dört beş yaşlarında iken duyduğu melodileri
piyanoda yalnız başına çalmaya gayret etmiş, on üç
yaşlarına doğru gizlice ut çalmıştır. Daha sonra ailesi
musiki çalışmalarına izin vermiştir. Bu arada Ali Rıfat
Bey’den (Çağatay) Türk musikisi klasiklerinden önemli
28 29