Page 209 - TİYATRO TARİHİ 9
P. 209
Tasvirlere canlılık katan ise perde gerisinde onları oynatan kişidir. Bu kişinin seslendirme, tonlama ve vurguya
dair tiyatral yeteneklerinin yanı sıra şarkı söyleme, çalgı çalma gibi müzikal yeteneklerinin de olması beklenir.
Çünkü gölge oynatıcısı, Batılı tiyatro formlarında seyirci önünde taklit yapan canlı oyuncuların sergilediği bütün
hünerleri perde gerisinden gerçekleştirmek durumundadır.
Zaman içinde gölge oyunlarında tasvir oynatma konusunda ustalaşmış kişiler ortaya çıkmıştır. Onların yetenek-
leri sayesinde gölge oyunları pek çok ülkede oldukça gelişmiş bir tiyatro formu olarak varlığını sürdürmüştür.
Günümüzde de dünyanın pek çok ülkesinde gölge oyunu özgün bir tiyatral form olarak varlığını sürdürmekte-
dir.
Ülkemizde gölge oyunu XIV. yüzyılda ortaya çıkmıştır. Anadolu, Balkanlar, Rumeli, Ortadoğu, Arabistan,
Kafkaslar ve Kuzey Afrika’yı içine alan geniş Osmanlı coğrafyasında yergi ve taşlama türünde kukla ve tasvir
oynatıcılığı çok beğenilmiştir.
Zaman içerisinde bu seyirlik gösteriler Karagöz adını alarak günümüze kadar ulaşan bir gelenek meydana ge-
tirmiştir. Bu ülkelerde gölge oyunları kendine has bir karakter kazanmıştır.
11.1.3. Kukla
İnsan ve hayvan figürüne benzeyen cansız nesnelerin ip veya çeşitli araçlarla oynatılmasıyla gerçekleştirilen
bir tiyatro formudur. Kuklacılığın ilk olarak Hindistan’da ortaya çıktığı tahmin edilmektedir. Dünyanın pek çok
ülkesinde çeşitli kukla tiyatrosu örnekleri vardır. İslam ülkelerinde ise İslamiyet öncesindeki bolluk ve bereket
törenlerinin bir kalıntısı olarak yaygın bir şekilde varlığını sürdürmüştür. Kukla formları zamanla İslam ülkelerin-
de de gelişme göstermiş, kendi üslubunu oluşturmuştur.
Q ARAŞTIRINIZ
Ülkemiz dışında yer alan İslam toplumları günümüzde hangi geleneksel tiyatro formalarını kullanmaya
devam etmektedir?
11.1.4. Taziye Dramı
Taziye; genellikle yakınları vefat eden kimseleri teskin etmek, onlara baş sağlığı, sabır ve metanet dilekleri su-
narak acılarını paylaşmak için gerçekleştirilen bir tür yas ve anma törenidir. Tiyatral ve dramatik bir gösterim
olarak taziye dramı, peygamberimizin torunları Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin ile beraberindeki Müslümanların
Yezid’in orduları tarafından Kerbela’da katledilişlerini konu alan anma törenlerinde sergilenen dramatik göste-
rimlerden ortaya çıkmıştır.
Taziye törenleri, Şii mezhebine mensup Müslümanların yoğun olarak yaşadığı bölgelerde her yıl gerçekleştiril-
mektedir.
= BİLGİ KUTUSU
Tiyatro ve sanat tarihi araştırmacısı Prof. Dr. Metin And, İran’da gerçekleştirilen taziye törenlerini
incelemiştir. Yaptığı gözlemler ve elde ettiği belgeler neticesinde taziye törenlerinin İslam kültüründe
gelişmiş bir tragedya formu olduğu sonucuna varmıştır. Metin And, konuyla ilgili Ritüelden Drama
(Kerbela-Muharrem-Taziye) adlı bir de kitap yayımlamıştır.
Taziye dramının Şii coğrafyasında gelişmiş olması tesadüf değildir. Peygamber torunları Hz. Hasan ve Hz.
Hüseyin başına gelen Kerbela Olayı’ndan önce Şii coğrafyasında eski mit ve inanışlarda ritüel ve törenlerden
öğrenilmiş bir taziye geleneği mevcuttur. Taziye dramı; oyuncuların seyirci karşısında oynadığı, taklit unsuru
olan bir olay örgüsü sergilenen, dramatik etkisi yüksek tek İslami tiyatro formu olarak kabul edilmektedir.
207
İSLAM KÜLTÜRÜNDE TİYATRO