Page 36 - Konu Özetleri YDT İngilizce
P. 36

ENGLISH



  KONU                MODAL VERBS OF OBLIGATION, NECESSITY & PROHIBITION
  ÖZETİ
                  YDT    YDT    YDT     YDT    YDT    YDT    YDT    YDT     YDT    YDT    YDT           YDT

                 MODAL VERBS OF OBLIGATION & NECESSITY (Must, Have To, Have Got To, Need To)
         Zorunluluk  (obligation)  ve  gereklilik  (necessity)  ifadeleri,  bir  şeyin  yapılması  gerektiğini  belirten,  bir  yükümlülük  veya
         zorunluluk anlamı taşıyan durumları anlatır. Bu tür durumları ifade etmek için kullanılan kipler, kural, gereklilik, mecburiyet
         ya da yükümlülükleri ifade eder.
         Must zorunluluk ve gereklilik ifade etmek için kullanılan en güçlü kiptir. Genellikle iç etkenlerden ve kendi kararımızla
         yapmamız gereken bir zorunluluk durumunu belirtirken kullanılır.
         ♦  We must protect the environment and green places in order to leave a greener world for our future generations.
         ♦  You must fasten your seatbelts on all your trips for your safety.
         Must güçlü bir tavsiye vermek için kullanılabilir. Bu anlamda kullanıldığında, sadece zorunluluk değil aynı zamanda
         kesinlikle yapılması gereken çok önemli bir öneri olduğu vurgulanır.
         ♦  You must watch this film at the cinema in 3D halls, as you cannot have the same taste while watching it on TV.
         ♦  Students must consider the possible outcomes while preparing a project.
         Have to (have got to) da zorunluluk, gereklilik anlamında kullanılır. Genellikle dış kaynaklı etkenlerden ve yasalardan
         kaynaklı zorunlulukları anlatır. Have got to daha çok konuşma dilinde tercih edilir.
         ♦  If you want to drive a car on your own, you have (got) to pass your driving licence.
         Have to tüm zamanlarla çekimlenebilir.
         ♦  The factory will have to pay dearly if it ignores warnings about its environmental damage.
         ♦  McArthur has had to go to Hong Kong at short notice for his firm.
         ♦  You may have to work harder to finish the project before its deadline if you don’t plan your day now.
         ♦  We had to wait in line for hours to get tickets.
         Must ve have to kiplerinin geçmiş zaman hali had to olarak kullanılır.
         ♦  Before washing machines, people had to spend a lot of time doing laundry for the whole family.
         ♦  Before money existed, people had to barter goods and services.
         Need to gereklilik anlatılırken kullanılır.
         ♦  I need to recharge the battery of my mobile phone twice a day because I use it for both work and personal purposes.
         ♦  We need to consume meat and meat products as soon as we defrost them.
            MODAL VERBS OF LACK OF OBLIGATION & NECESSITY ( Don’t Have To, Don’t Need To, Needn't )

         Bir şeyi yapmanın gerekli olmadığını ya da yapmak zorunda olmadığımızı anlatırken don’t have to / don’t need to /
         needn’t kullanılır. Aralarında hiçbir fark yoktur.
         ♦  We don’t have to put the cookies in the microwave to heat them up; they are fine this way, too.
         ♦  You don’t need to state everything again and again; I have already understood what you have meant.
         Geçmişte zorunluluğun olmadığı durumları anlatırken didn’t have to ya da didn’t need to kullanılır.
         ♦  We didn’t have to take any equipment with us while going rafting; the tour provided us with all the necessary equipment.
         ♦  The charity didn't need to send individual invitations as they'd already texted members about the meeting.
                        MODAL VERBS OF PROHIBITION (Mustn't, Can't, Can, Be Not Allowed To)
         Bir şeyi yapmanın yasak olduğu anlatılırken mustn’t kullanılır.
         ♦  You mustn’t fly a drone over this military zone without getting permission.
         ♦  We mustn't turn on the device until the service personnel arrive, as per the handbook.
         Bir şeyin yasak olduğunu ya da bir şeye izin verilmediği anlatılırken can’t ve be not allowed to da kullanılabilir.
         ♦  People other than the staff can’t / are not allowed to enter this room without the permission of the authorities.
         ♦  When the fishing season is closed, people can’t / aren’t allowed to fish in the seas.


         Must zorunluluk ifade ederken, bir şeyin zorunlu olmadığını belirtmek için mustn’t yerine don’t have to, don’t need
         to veya needn’t kullanılır.
         ♦  Student: Must we send the assignments via e-mail?
           Teacher: No, you don’t have to / don’t need to / needn’t. You can send them via messaging applications.
  36      MEBİ KONU ÖZETLERİ                                                               ENGLISH - YDT
   31   32   33   34   35   36   37   38   39   40   41