Page 72 - Sosyal Bilimler Liseleri Oku-Yorum Yazı-Yorum Projesi Öğrenci Seçkisi
P. 72

KURTULMAK


               Kurtulmak. Güzel bir kelime. İnsanın yapmak isteyip yapamadığı onca şeyin arasından sadece biri.
        Neyden kurtulmak ister ki insan? Gönlü bu kadar huzursuz eden şey ne? Arayıp da bulunamayan ne? Bir
        muştu bekler gibi beklenilen o giz ne? Ardı arkası kesilmeyen sorular… Varlığını sorgulayan âdemoğlu
        dünyada bir yer edinme çabasıyla geçiriyor ömrünü. Belki de hikmet aramakta. Çünkü aramakla bulunmasa
        da bulanlar, yalnızca arayanlardır.

               Sığınmak ister insan yalnızca, hüznün eylüle sığındığı gibi. Ve bekler sabırla, ümitle belki korkarak
        biraz da bekler yaprakların solacağı günü. O gün nihayetinde gelir. İyiliğin, doğruluğun, adaletin olduğu
        o büyülü evrene ulaşır. Kurtuldum sanır. Can suyu akar keşfedilen her yoldan kalbe. Hakiki bir sığınaktır
        kalp. İlle de oraya çıkmak ister bütün yollar. Oysa umulandan çok daha farklı senaryolarla gelen hayata
        karşı çıkamayış gerçeği oldukça yaralayıcıdır. Zihinde kurgulananlar, beklentiler ve düşler istasyondan el
        sallayarak uzaklaşır. Soluk soluğa kalır insan yakalamak için o treni. Ancak faydası olmaz. Yığılıverir dizleri-
        nin üzerine. O esnada inanmaktan, iyiliğe dair beslenilen o umuda inanmaktan vazgeçememeyi öğütleyen
        bir güvercin aranılan çok şeyin cevabıdır. Kendi içinden başka nereye gidebilir ki insan? Gittiği her yere
        bütün duygularını, düşüncelerini, anılarını, sevinçlerini de taşımaz mı? Hangi şehrin ışıltısı aydınlatabilir ki
        dünyaya gücenik bir kalbi? Sokakları tıpkısının aynısı, kaldırımları bir örnek onca yer nasıl olur da karanlığı
        dağıtabilir? İmkânsız. Aramak bir kaderse de bulmak talihtir. Ancak asıl mesele ise bulacağına inanmaktır.


               İnsan yetemez kendine ama öğrenir bununla başa çıkabilmeyi. İçin için döker umutlarını, saklar
        hasretlerini, unutur hayallerini, bekler kaderini ve tüm bunların arasında sabırla yaşama tutunur. Olağa-
        nüstü değil mi? Birçok şey zor gelirken inadına değil inanarak yaşamak işte bu kurtarıyor insanı! Bir ağacın
        gölgesinde, çakıl taşlarının üzerinde gezinen paçalı beyaz güvercinlerin sesleri kurtarıyor insanı. Kuyunun
        karanlığında kalan Yusuf inanmasaydı oradan çıkabileceğine kurtulabilir miydi? Yüzyıllar öncesinden ses-
        lenen bu kıssaya kulak verildiğinde huzur bulur kalp. Zaman su misali akıp geçer, insanlar, şehirler, evler
        değişir. Ancak o kuyu bakidir. İnsanın payına çıkaracağı hisse de değişmez.

               Âdemoğlu çıkamaz işin içinden. Rotayı şaşırır, menzili karıştırır. Unutur. İnsan olmanın kökeninde
        de yok mudur zaten unutmak? Aklı unutur, bedeni unutur, dili unutur lakin gönlü unutmaz. Gönül arayışın
        uslanmaz yolcusudur. Ağır gelen yüklerden kurtarır kendini ve ebedi yolcuğunda arayışın peşini bırakmaz.


                                                     Şeyma ÇETİN
                                       Ağrı Türk Telekom Sosyal Bilimler Lisesi























           70
   67   68   69   70   71   72   73   74   75   76   77