Page 200 - Türkçeyi Etkili Kullananlar
P. 200
Etkinlik
3. Aşağıda bu parçada geçen bazı kelimelerin anlamları verilmiştir. Bu kelimeleri parçadan
bulup tabloda boş bırakılan yerlere yazınız.
“Kabile reisi, yirmi seneden beri Afrika’nın bu sapa köşesine uğramayan beyazları güzel
karşılayabilmek için bütün boncuklarını, fildişinden yapılmış ziynetlerini taktı, eline,
üzerine işlemeli büyük yayını alarak maiyetiyle beraber köyün ortasındaki meydanda
bekledi.
Birtakım şatafatlı merasimden sonra seyyahlar, reisin kulübesinde istirahat etmekteydiler
ki, köyü dolaşmaya çıkmış olan melez tercüman koşarak geldi, elli adım kadar ötede bir
Avrupalı tarafından yapılmış olması pek muhtemel olan tahta bir kulübe gördüğünü
söyledi.”
(Viyolonsel)
............................. a) Gerçekleşmesi de gerçekleşmemesi de ihtimal dâhilinde olan
............................. b) Çevirmen
............................. c) Süs
............................. ç) Tören
............................. d) Üst görevlinin yanında bulunan kimseler, alt kademedekiler
............................. e) Görkem
............................. f) Gezgin
............................. g) Dinlenme
............................. ğ) Gidilen yol üzerinde olmayan, her zaman ve kolayca gidilemeyen
4.
Sabahattin Ali’nin “Ses” hikâyesinde sesi çok güzel olan Sivaslı Ali anlatılır. Yolculukları
esnasında yol inşaatında çalışan Sivaslı Ali ile karşılaşan ve onun sesini dinleyen yazar ve
arkadaşı, bu sesten çok etkilenirler. Onu konservatuar sınavına sokmak için Ankara’ya
davet ederler. Fakat Ali yabancısı olduğu bu ortamda “sesini bulamaz” ve başarısız olur.
Aşağıda bu hikâyenin son bölümüne ait bir kesit verilmiştir. Siz Sivaslı Ali’nin yerinde
olsaydınız bu diyalog nasıl gelişirdi ve sonrasında ne yapardınız? Yazınız. Daha sonra bu
hikâyeyi okuyarak sonucu cevabınızla karşılaştırınız.
“Herhangi bir şey yapmış olmak için, “Gelin, bir lokantada yemek yiyelim!” dedim. (…)Bir
kebapçıda karnımızı doyurduk ve bu esnada hemen hemen hiçbir şey konuşmadık. Onu
kandırmaya imkân yoktu. “Seni çağırıp zahmet verdik affedersin!” de denilemezdi. Ben
bunları düşünürken kebapçıdan çıktık. Ali bir şey söylemek ister gibi birkaç kere yutkundu
ve boynunu bükerek:..”
..........................................................................................................................................................................
..........................................................................................................................................................................
198 Türk Dili ve Edebiyatı